En sondaki sözümü en başta söyleyeyim; bendeniz İttihatçıların
günahlarını savunmak zorunda olmadığımızı düşündüğüm halde, onların
verdiği Ermeni tehciri kararının soykırımı amaçladığını
düşünmüyorum. Çünkü “madem amaçlanan soykırımdı, Ermeniler neden
bulundukları yerde katledilmedi de, göçe zorlandı?” ya da “Madem
olanların adı soykırımdı, Doğu Anadolu Bölgesi dışında kalan
Ermeniler neden göçe zorlanmadı ve katledilmedi?” sorularının cevap
gereksindiğini düşünüyorum.
Bakınız, 1948'de BM Soykırım Suçunun Engellenmesi ve
Cezalandırılması Sözleşmesi'ndeki (SSECS) hukuksal tanım bir
toplumsal grubun belli bir bölümü ya da tamamının katledilmesini
soykırım olarak tanımlamak için “niyet”i şart koşuyor:
“Soykırım; Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya
da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden
herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine
ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam
koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği
fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması; grup içinde
doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması; [ve] çocukların
zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi.”