Amerika Birleşik Devletleri'nde Trump'a yönelik protesto
gösterileri, Trump göreve başladıktan günler sonra bile hala
sürüyor. Amerikan tarihinde görülmemiş bu dalgalanmayı “Trump'la
Çizilen Amerikan Karizması” başlıklı yazımda değerlendirmiştim.
Evet, hem Amerika'nın siyasi tarihinde Cumhuriyetçiler'i bile yer
yer kışkırtacak denli başına buyruk bir siyasinin iktidara
yürümesi; hem de aynı Amerika'nın sosyolojisinde seçilmiş bir
politik figüre karşı geniş çaplı protesto hareketlerinin ortaya
çıkması bir ilkti. Dünyanın genellikle demokrasisinin pek
gelişmediği düşünülen ülkelerinde/bölgelerinde görülebilecek bu
manzaralar, ilk kez Amerika'da görülüyordu. Eğer böyle bir kavram
kullanılabilirse, buna Amerikan demokrasinin Ortadoğululaşması
denebilirdi…
Ancak bu durum, Türkiye'de Trump ile ilgili yapılan
değerlendirmelerde de birtakım aşırı yorumlara, sağlam temeli
olmayan ideoloijk analizlere neden oldu, olmaya da devam ediyor.
Sözgelimi, Trump daha Cumhuriyetçilerin adayıyken ve şimdi Müslüman
dünyanın endişeyle takip ettiği tüm fikirleri o zaman da açık açık
dillendiriyorken, Türk medyasının bir kısmında anlaşılması güç bir
Trump destekçiliği, hatta hayranlığı hasıl oldu, bu destek
halihazırda sürüyor. Sadece bununla da kalınmadı, Trump'ın yerleşik
düzenle ettiği kavga, medyayla arasının hiç bir zaman iyi olmaması,
O'nun Türkiye'de bazıları tarafından Erdoğan'la özdeşleştirilmesine
dayanak kılındı…
Oysa Erdoğan'ın hikayesiyle Trump'ınki hiç hem de hiç