“PYD mi yoksa DAEŞ mi daha tehlikeli?” tartışmasında geldiğimiz
nokta enteresan. Öyle ki, Suriye'nin kuzeyinde uç uca eklediği
kantonlarla dünyanın gözü önünde bir devlet kuruyor görüntüsü veren
PYD'yi melekleştirmeyen; DAEŞ'i ise şeytanlaştırmayan her analiz
eksik addediliyor; hatta giderek DAEŞ'i desteklemekle suçlanmaya
başlıyor.
Oysa, PYD'li keleşli kadınlar Amerikan ve Avrupa medyasında
parlatılıyor ya da ABD'nin, PYD'nin bölgeyi DAEŞ'ten temizlemesi
için örgüte havadan silah yardımında bulunuyor olması; Türkiye'nin
PYD'yi terör örgütü kapsamından çıkarmasını gerektirmiyor.
Romantizmin fazlası gerçeklik kaybıdır, realist olalım; Türkiye
için PYD, PKK'nın organik koludur ve PKK da Türkiye'de onyıllar
boyunca masum sivilleri öldürmüş bir terör örgütüdür. Bu örgütün
bir kolunun Türkiye'nin güney sınırının hemen altında 400 ya da 500
km'lik bir sınıra kantonları birleştirerek hakim olması, hele de bu
planın yapıldığı masada Türkiye yer almadıysa; “askeri kaynaklar”
tarafından güvenlik açısından endişe verici bulunabilir.