Özlem Albayrak Yeni Şafak Gazetesi

VIP hadisesi

Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Havaalanı’ndaki VIP mevzusu hakkında çok şey yazıldı çizildi; “Vali, İmamoğlu’na inisiyatif kullanarak özel izin verseydi olurdu”, “O VİP salonundan kimler geldi...

12 Haziran 2019 | 1.904 okunma

Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Havaalanı’ndaki VIP mevzusu hakkında çok şey yazıldı çizildi; “Vali, İmamoğlu’na inisiyatif kullanarak özel izin verseydi olurdu”, “O VİP salonundan kimler geldi, geçti” şeklinde uzayıp giden çeşitli görüşler öne sürüldü. Doğrudur, böylesi tatsız manzaralara -benim kanaatime göre de- gerek yoktu.

İmamoğlu VIP’ten geçmek istediyse, geniş bir kitleyi temsil etmesi, popüler siyasi bir figür olması hasebiyle izin verilmeliydi. Gelgelelim, vali inisiyatif kullanmak istemedi diye havaalanında olay çıkarmak, devletin üst düzey memuruna “it” filan gibi sokak ağzıyla hakaret etmek de, yenilir yutulur cinsten bir nadanlık değil. En hafifinden ayıp.

Nitekim VIP listesi belli; vekiller, bakanlar, büyükşehir belediye başkanları, devletin üst düzey kurum yöneticileri, devlet sanatçıları, istiklal madalyası sahipleri, Cumhurbaşkanlığı misafirleri gibi gruplar kullanıyor VIP salonunu. Bu listede henüz Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olan İmamoğlu’nun konumuna uygun bir pozisyon yok, dolayısıyla yasal olarak böyle bir hakkı yok. Üstelik Ordu Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre “VIP kullanmaya haklarının olmadığı, İmamoğlu ve ekibine daha önceden bildirilmişti.”

Peki bu ısrarın nedeni ne? Hakkı olmayanı isteyip elde edemeyince ağzını bozmak, bırakın İstanbul’u yönetmeye aday bir siyasetçiyi, herhangi bir kimseye yakışır mı?

Bu ülke, hakkıyla, emek vererek, alın teri dökerek kazandıkları okullara giremeyen başörtülü kız öğrenciler gördü. Bu ülke, askere yolcu ettiği kınalı kuzusunun yemin törenine sırf başörtülü olduğu için, sakallı olduğu için giremeyen gözü yaşlı anne-babalar gördü. Bu ülke, evrakında başı açık fotoğrafı yok diye hastaneye kabul edilmeyen, ölüme terk edilen kanser hastası kadınlar gördü. Bu ülke, eşi başörtülü diye GATA’ya giremeyen Başbakan gördü. Ve bu saydığım grupların hepsinin sözü edilen yerlere girme hakkı vardı, ama kimse ne ağzını bozdu, ne de ortalığı velveleye verip çıngar çıkardı.

Oysa Ekrem İmamoğlu hakkı olmadığı halde, kullanma konusunda ısrar ettiği VIP geçişini gerçekleştiremeyince; hem çirkef bir dile sarıldı, terbiye sınırlarını aştı, hem de aynı zamanda mağdura dönüştü. Nereden mi geliyor bu davranışın kökeni? CHP’nin tarihinden. CHP, Cumhuriyet’in başından bu yana seçkincilerin partisidir; Cumhuriyet’in başından bu yana “ayrıcalıklı” olanların partisidir. Evin şımarık çocuğu gibidirler onlar, imtiyazlarını kaybettikleri anda çıngar çıkarırlar. Onlarda “herkesin tabi olduğu kurallara tabi olmak”, “hakkına razı olmak” gibi bir algı yoktur. Kendilerini sıradan vatandaştan üstün görür, dokunulmazlık halkasıyla sarılı olmaları gerektiğine inanırlar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 489 Okunma