Yılbaşı gecesi Reina'ya yapılan saldırı, bundan önceki terör
eylemlerinden farklı bir sonuç doğurdu. Sözkonusu eylem yılbaşını
bir gece kulübünde eğlenerek kutlayanlara, yani seküler yaşam
tarzına sahip olanlara yönelik olarak gerçekleştirilmiş ve DAEŞ
tarafından üstlenilmişti. Ama ilginç şekilde, 39 kişinin ölümüne
yol açan eylemin ardından ayıplanmaya ve suçlanmaya başlayan, DAEŞ
ya da genel olarak terör olmadı, hatta tuhaftır konu DAEŞ'e, terörü
kınamaya hiç gelmedi.
Aksine terör eyleminin hemen ardından başlayan şey yaşam tarzı
tartışmaları oldu, bir süredir ortadan kaldırılmış bulunan
“laikliğin ehemmiyeti” başlıklı tedip cümleleri raftan indirildi ve
“gericiler”e yönelik salvolar olarak yeniden kullanılmaya başlandı.
Bugünkü “gericilik” tanımının içine tam olarak hangi kıstasları
dahil ettiklerini bilemem, ama vaktiyle başörtüsü takan, sakal
bırakan, namaz kılıp hacca gidenlerin tamamının “gerici”
sayıldığını hatırladıkça, pek de ümitvar olamıyorum doğrusu. Yine
de umarım, toplu taşıma araçlarında “gericiye cihatçıya çeteciye
geçit vermeyeceğiz” derken kastettikleri gerici profili namaz
kılanlar, sakal bırakmış olanlar, başını örtenlerden müteşekkil
değildir.