İşte, bir yılı daha devirdik!
Daha 2017’ye alışamamıştım 2018 geldi. “Gelen gideni aratır”
derler. Arayacağımız 2017 olacaksa vay halimize… Neden mi?
2017’de kadın cinayetlerinde zirve yaptık. Taciz, tecavüz, çocuk
istismarı haberleri evlerimizden hiç eksik olmadı. Doğa katliamına
tam gaz devam ettik.
Dünya güzeli, eşsiz İstanbul’a ihanet etmeyi sürdürdük. İstanbul
artık güzel ve tarihi bir şehir olmaktan çok büyük bir şantiye
görünümünde. Yapabileceğimiz en çirkin binaları diktik canım
şehre…
Eğitim sistemimiz zaten kötüydü; yeni düzenlemelerle kötünün de
ötesine geçti. Artık sadece adı eğitim.
Çocuklarımızı stresten kurtaralım diye bir bilinmezliğin içine itip
onlara da ihanet ettik.
Diyanet “Yok artık!” dedirten fetvalarını ardı ardına sıralamaya
doyamadı!
Çocuk istismarı, hırsızlık, kul hakkı gibi konularda insanlara
tavsiye vereceğine daha çok kadın-erkek ilişkilerine odaklandı.
Diyanetten, erkeklerin teknolojiyi kullanarak eşlerini
boşayabileceğini öğrendik! Modernlik böyle bir şeymiş demek ki…
Trafik derseniz, rezalet! Dünyada bir numaraydık! Yine ömrümüzden
ömür çaldı.
Pahalılık tavan, işsizlik rekor kırdı! “Hep mi kötü şeyler
söyleyeceksin?” diyorsanız; tarımda Avrupa birincisi olduk! Müjdeyi
başbakanımız verdi.
Çiftçilerin bütün sene neye ağladığını ise kimse bilmiyor. Sevinç
gözyaşlarıdır bekli de!
Yüzde 11.1 büyüdük! Birçok ülkeyi geride bıraktık! Avrupa bizi
kıskanıp durdu.
Ülke büyürken işsizlik neden artıyor, onu kimseler çözemedi. Bence
refahtan insanlar çalışmak yerine hayatlarını yaşamayı seçiyorlar.
Ondandır o!
Yani bol bol enayi yerine konulduk, bol bol aldatıldık. “Enayi
olmak iyi mi?” diyeceksiniz. Yabancıların bir sözü var “Ignorance
is bliss” yani “Cahalet mutluluktur.”
Halkımızın hiç değ...