Bu hayatta en büyük acı insanın evladını kaybetmesidir
herhalde.
“Allah hep sıralı ölüm versin” diye dua ederim. Bir anneye
evladının yokluğunu göstermesin… Yine de hastalık gibi doğal
yollarla gelen ölüm, “Allah böyle istemiş” tesellisiyle biraz
hafifleyebiliyor. Ama bu kayıp bir canavar tarafından yok yere
gerçekleştirildiyse insan isyan etmeden duramıyor.
Bir annenin ve babanın gün be gün üzerine titredikleri, canlarından
öte tuttukları yavruyu, bir gün gelip iğrenç bir canavar ellerinden
alıp vahşice katlediyor. Sadece anne-babanın değil duyan herkesin
yüreği yanıyor. İnsan değil şeytan bile yapmaz böylesini… * * *
Geçtiğimiz günlerde 4 yaşındaki güzeller güzeli Leyla ve 8
yaşındaki tatlı Eylül için yandı yüreğimiz…
Ülkemizde her gün onlarca kadın ya da çocuk katlediliyor.
Hayvanlara işkence yapılıyor, bu canlılar zevk için
öldürülüyorlar…
Biz de kadınlara, çocuklara, hayvanlara uzanan elleri lanetlemekten
başka hiçbir şey yapamıyoruz.
Eskiden ‘Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı’ vardı ama 2011 yılında
kapatıldı. Nedense içinde ‘kadın’ ismi geçen şeyleri
siyasetçilerimiz pek sevmiyor.
Hadi ismini değiştirip ‘Bayandan Sorumlu Devlet Bakanlığı’
yapsalardı ona da razıydık ama yerine ‘Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı’ kuruldu.
Neyse ki ‘kadın’ aile kavramı içinde yer alınca tek başına olduğu
kadar sorun teşkil etmiyordu. Ne de olsa aile olunca kadının
başında kocası, babası ya da ağabeyi, yani bir erkek oluyor.
Seçimlerden önce ise Başkan Erdoğan, ‘Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı’ ile ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın
birleştirileceğini açıkladı. * * * Oysa bu ülkenin hem kadın hem
çocuk hem de hayvanlar için farklı bakanlıklara ihtiyacı var gibi
görülüyor.
Bu canavarlarla savaşmanın, önlem alıp çoc...