Hafta sonu iki günlüğüne Bodrum kaçamağı yaptım.
Böylelikle yeni havalimanımızı görme şerefine eriştim.
İlk önce şunu belirteyim yeni havalimanına gidiş süper. Havaist,
İstanbul’un birçok yerinden neredeyse saat başı hizmet veriyor.
Hacıosman’dan havaalanına sadece 16 lira verdim. İstanbulkart ya da
kredi kartıyla ödeme yapabiliyorsunuz. Nakit para geçmiyor
aklınızda olsun.
Yeni havaalanı derseniz çok büyük. E yeni tabii, gıcır gıcır.
Dikkatimi çeken şey personelin ve güvenlik ekibinin insanlara daha
anlayışlı ve güler yüzlü yaklaşımı. Sanki yeni yerle birlikte
onlara da yeni bir heyecan gelmiş.
Yalnız bavulu verdikten sonra uçağa bineceğimiz kapıya epey
yürüdük. O kadar büyük ki havaalanı! Mesafeler çok uzun!
Esas uçak havalanıp yukarıdan bakınca anlıyorsunuz ne kadar büyük
olduğunu.
Büyüklük ihtişam göstergesi tabii…
Kimileri gurur duyduğunu söylüyor Fatih Ürek gibi…
Gerçekten ihtişama bakıp gurur duymak mı gerekiyor, yoksa
karşılığında feda edilen şeylere bakıp üzülmek mi?
Kesilen 1 milyondan fazla ağaçla İstanbul’un akciğerleri yok
edildi. İstanbul’un hava kirliliğiyle baş etmek artık çok zor.
Ayrıca yeni havaalanının yapıldığı bu bölge sadece ormanlık alan
değil İstanbul için önemli bir su havzasıydı. Yani İstanbul’da
yakında yaşanacak su sıkıntısının da ana kaynağı olacak.
Bölge birçok kuş türünün de yaşam alanıydı ve hiçbiri umursanmadan
yok edildi gitti. Bazı kuş türlerinin göç yolu üzerinde olması da
hiçe sayıldı, o da silindi gitti.
İnsanların yanında kuşların değeri nedir ki!
Doğaya, orada yaşayan binlerce hayvana verilen zarara bakarsanız
zaten cezasını İstanbullular olarak hep beraber çekeceğiz.
Sonuçlarını hep beraber yaşayacağız.
Cumhurbaşkanı ‘‘Denizlerimizin kenarlarını, orman alanlarını betona
çevirme gayretinde olanlar var. Şu para var ya nelere muktedir, şu
kapitalizm… Doğa şöyle olmuş böyle olmuş, umurunda değil.’’ demişti
ya! Ne güzel anl...