Prof. Dr. Celal Erbay İnternethaber

Acıların Yıldönümü!

Sevgili dostlar; bugün 15 Temmuz Perşembe. Çok değil, bundan tam 5 yıl önce, bu şanlı milletin birliğine, ecdat kanıyla sulanmış olan bu aziz vatanın bütünlüğüne, tarih boyunca mazlumun ahını...

14 Temmuz 2021 | 41 okunma

Sevgili dostlar; bugün 15 Temmuz Perşembe. Çok değil, bundan tam 5 yıl önce, bu şanlı milletin birliğine, ecdat kanıyla sulanmış olan bu aziz vatanın bütünlüğüne, tarih boyunca mazlumun ahını dindirmiş zalimin karşısında her daim dimdik durmuş bu asil devletin bekasına kasdeden haricî organizasyonlar, içimizdeki satılmış, besleme uyduları vasıtasıyla 15 Temmuz akşamında Darbe kalkışmasında bulunarak 251 vatan evladının şehadetine, devletin bekası söz konusu olunca gözünü budaktan sakınmayan 2196 Serdengeçtinin de yaralanıp GAZî mertebesine ermesine sebep olmuşlardı.

O hainler, o haricî ve dahilî fitne-fucur organizasyonları hiç düşünmediler ki; Tevhid harekatının yiğitleri, bu asil millet tam M.S. 752’de Talas’ta Yaradan’a teslimiyet ve bağlılığını arzettiği günden bu yana i’la-i kelimetullah aşkıyla Seyhun-Ceyhun nehrinden doldurdukları testileriyle Dicle-Fırat’a kadar yol alıp, boşalan testilerini Dicle-Fırat’dan bir daha doldurup, Boğazlar’ı geçerek Tuna’ya doğru yol alan o serdengeçti’lerin, Tuna’yı aşıp ÖTELERE ayak bastığı günden beri o şer organizasyonlarının fitne ve fücuru hiç dinmemiştir.

O yiğitler, o asil serdengeçtiler, birlik ve beraberlik içinde varlıklarını armağan ettikleri “TEVHİD”in ruh ve manasıyla hareket ettikleri sürece o fitne-fücur organizasyonu, bir kirpi misali, büzülüp diken yumağına dönüşür ve artık fırsat gözetlemeye koyulur. Ne zamanki, yiğitler Uhud’da nöbetini terk edenler misali “masiva”nın peşinde, dış organizelerin plan ve projeleri doğrultusunda birbirleriyle dalaşmaya koyulursa işte o zaman o fitne-fücur, büzüşüp sığındığı o dikenli kabuğundan çıkar ve ayaklanarak etrafını zehirli iğneleriyle sokmaya başlar.

İşte TEVHİD’in, içlerine doğru yol almasını hazmedemeyenler, oluşturdukları organize ve birlikteliklerle, önce asırlarca Osmanlının ekmeğini yiyip himayesine mazhar olan azınlıklar, daha sonraları da bizim içimizden, aslını inkar eden ruh ve manasına ters düşen işbirlikçileri vasıtasıyla koskoca cihan devletini paramparça ettiler.

Hamd olsun, “Yeni Türkiye” ile düştüğümüz yerden yeniden kalktık, dineldik, bütün dünyaya özümüze dönme, kendimize gelme sinyalleri vermeye başladık. Fakat gel gör ki; o dış organizasyonlar yerli işbirlikçileri ile birlikte yine bizi çökertip kendilerine raam etmenin peşine düştüler. Yıllar önce stratejilerini belirledikleri plan doğrultusunda yürürlüğe koyacakları harekatın elebaşısını ülkelerine celbetmiş, onun muhtemel istihbarî bilgi ve takdik eksikliğini gidermede ona yardımcı olmuşlardı. Nihayet belirlemiş oldukları plan doğrultusunda harekat vakti gelip çatmış, milletin bağrından çıkmış olmalarına rağmen milletine ihanet eden satılmış hainler 15 Temmuz 2016’da saat 20.00-20.30 civarında birinci boğaz köprüsünü Anadolu yakasından geçişe kapamış, millî karakter ve ruh yapısı doğrultusunda, özgürlüğüne sahip çıkarak kendilerine engel olmak isteyen halkın üzerine tanklarla yürümüş ve rastgele onları kurşun yağmuruna tutmuşlardı. 

Ama onlar, bu aziz milletin kendi öz iradesine sahip çıkacağını, bu yolda tankların karşısına dikilerek kurşun yağmurlarına göğüslerini siper edineceklerini hiç hesap etmemişlerdi. Milletin bu metaneti karşısında içerdeki hainler de, dışardaki iki yüzlü namertler de şaşırmış, milletin çelik bileği karşısında eğilerek yutkunmaya başlamışlardı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Altılı Masanın görünmeyen ortakları! 11 Ocak 2023 | 101 Okunma 2022'de iz bırakan icraatlar! 04 Ocak 2023 | 52 Okunma 'Ahde vefa' kavramı ve Batı! 28 Aralık 2022 | 65 Okunma Açıklamış olmak için açıklanan vizyon! 07 Aralık 2022 | 35 Okunma Milletimizin başı sağolsun 16 Kasım 2022 | 83 Okunma