Aradan 5-6 gün geçmesine rağmen İsa şehidimizin ağabeyi Tahir Gümren’in şahsında, şehit İsa’nın bacısına yönelik hiçbir iffet, izzet, izan ve vicdan sahibi, toplum değerlerine vakıf ve o değerlere yürekten inanıp saygı duyan, hele-hele temsil olgusu içerişinde halkın karşısına çıkan ve halkın geleceği dışında hiçbir hedefinin olmadığını iddia eden onurlu bir şahsa asla yakışmayacak, bu küfre karşı bütün toplum kesimlerinden tepkiler hala devam ediyor.
Tepkilerin durmadan devam etmesi kamu vicdanının bu denli fiilden ne kadar ağır bir şekilde rencide olduğunun ifadesidir. Toplumsal tepkinin ibresi süreklilik ve yaygınlık olgusu içerisinde bu noktaya ulaşmışken bizim, bu durum karşısında sessiz kalmamız düşünülemezdi. Bu itibarla bu haftaki yazımı yıllar önce göz aydınlığı evladı İsa’sının eşkıyalar tarafından şehit edilmesiyle ciğeri yanan Telli ananın, ağabey Tahir kardeşimizin acısını içimizde hissedip, ona karşı 6 Kasım’da işlenmiş olan kavlî ( sözlü) cinayeti sosyo hukukî açıdan tahlil edeceğiz.
Temsil hukuku açısından olayın tahlili
Pratiğe yansıyan dış görünüşüyle olay merhum şehit İsa Gümren’in ağabeyi Tahir Gümren’in şahsında İYİ Parti Grup Başkanvekili, Kocaeli Milletvekil Lütfü Türkkan’ın, PKK’nın daha hayatının baharında 14 yaşında iken hunharca katletmiş olduğu, milletin gönlünde yatan şehid İsa Gümren’in bacısına alenen elfaz-ı ğaliza ile küfretmesi olayıdır.
Olay vahimdir! Zira ağır küfür içerikli elfaz, milletin vekili olan bir şahsın ağzından 1997 yılında daha genç yaşta milletine veda etmiş olan şehidin ağabeyinin şahsında, o şehidin bacısına yöneltmiştir. Dolayısıyla kötü söz yalnız bu gün itibariyle toprağın üzerinde olanları değil aynı zamanda toprağın altında ebedî istirahatgahına çekilmiş olan ve millete mal olmuş olan bir şehidimizi hedef edinmiş, kısaca ölümüzü de dirimizi de rencide etmiştir.
Nitekim şehit İsa kardeşimizin anası Telli bacımız Gümren’in oğlu Tahir, böyle ağır bir küfre maruz kalınca aynen şöyle deyip “ Tahir, kardeşinden dolayı üzgündü,bir şeyler söylemiş, kalkmışlar Tahir’e hakaret etmişler. Sebep? Hem oğlum ölmüş hem de diğer oğluma hakaret ediyorlar… Bizim yüreğimiz yanıyor. Buna rağmen yine oğluma dün hakaret etmişler… Kaç yıl oldu, hala içimiz yanıyor. Dün Tahir’e yapılanlardan o kadar üzüldüm ki, sabaha kadar uyuyamadım. Sadece ben değil çocuklarımın hepsi de çok üzüldü”, ardından da Kabristan’a gidip İsa’nın kabri başında ona Fatihalardan demetler sunarak onun, olup bitenlerden rencide olan ruhunu teselli etmiştir.