Açıklanan kararda Mahkeme heyeti Türk Ceza Kanununun 312. Maddesi doğrultusunda “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçunun maddi vakıa olarak ortaya çıkarılıp sabit görülmesi karşısında sanıklardan biri hakkında “müebbet” hapis cezası ile cezalandırılmasına, diğer yedi sanığın ise yine Türk Ceza Kanunu madde 312’de belirlenmiş olan “yardım” etme olgusunun sabit görülmesine binaen herbirinin 18’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, kanun yolları açık olmak üzere 25.04.2022 tarihli duruşmasında karar vermiş bu kararını ilgililerin yüzüne karşı TEFHİM etmişti.
Açıklanan karara karşı daha istinaf ve temyiz safahatını beklemeden dışarıda başta ABD ve AB memnuniyetsizliklerini ortaya koyarken içeride ise CHP “Hadden aşırı şiddet gayesindeki hikmeti kaybeder” dedirtircesine nezaket ve edeb sınırlarını hiçe sayarak kendi kafalarına göre suçlu belirlemeleri yapıp Grup Başkanvekillerinin ağzından hezeyan dolu tepkilerini sergilediler.
Gerek dışarıdan gelen tepkiler ve gerekse onların yerli işbirlikçileri durumundaki dahilî organizasyonların sergilemiş olduğu hezeyan örneği tehdit ve beyanları hatırlara “şecaat arzederken merd-i kıptî sırkatin söyler” tekerlemesini getiriyor. İfade etmeden geçmek mümkün değil; Ey ABD “derin bir endişe ve hayalkırıklığı” hissettiğinizi söylüyorsunuz… Yoksa kurduğunuz planlar, yaptığınız naklen yayınla bütün dünyaya anında yansıttığınız o alçak oyununuz hedefine ulaşamadan boşa çıktı da, onun için mi hayal kırıklığına uğradınız yoksa…
Bir-iki sözüm de size var ey CHP! Hani siz “Tam bağımsız, özgür Türkiye” diye slogan üretip onu dillendiren bir siyasi oluşumdunuz. Peki size yakışıyor mu Türkiye’yi kendi emelleri doğrultusunda çökertmeye çalışan dış organizasyonların planlayıp devreye soktuğu projelerin arkasına takılıp ihtiraslarınız doğrultusunda sonuç elde etmeye kalkmak… Tam bağımsız, özgür Türkiye söylemi ile bu aynîlik, hatta bu birliktelik bağdaşıyor mu?
Kaldı ki sizin beğenmediğiniz, sizi çileden çıkarıp duyanları hayrete düşürecek şekilde beyanda bulunmanıza sebep olan o karar, alt mahkemenin kararıdır. Yargılama süreci devam ediyor. Daha önümüzde istinaf süreci var, ondan sonra da Temyiz safhası var.
Dolayısıyla davanın seyri esnasında, ilerideki safahatta mahkemeyi etkileyecek tarzda beyanda bulunmak kanunun belirlemesi doğrultusunda yasaktır ve suçtur. Nitekim Alt Mahkeme’de kararı oluşturan heyet üyelerine Ana Muhalefet Partisi’nin sözcüsü tarafından bu kadar tehdit savrulduktan sonra gerek İstinaf safhasında gerekse Temyiz başvurusu üzerine davayı inceleyecek olan yargı mensuplarının etkilenmemeleri, kendilerini güvende hissetmeleri herhalde pek kolay değil; hatta mümkün olmayacaktır.