15 Haziran 2021 tarihinde bizzat Azerbaycan’ın ŞUŞA şehrinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan “Şuşa Beyannamesi”nde her iki devletin ortak çıkarlarının korunmasına, bilhassa tarafların siyasî ekonomik, savunma, kültür, insanî, sağlık, eğitim, sosyal, gençlik ve spor alanlarındaki imkan ve potansiyellerin birleştirilmesinin önemine vurgu yapılıyordu.
Aynı şekilde taraflar, büyük bir gururla Azerbaycan’ın 44 gün süren VATAN SAVAŞI’nda zafer elde ederek, 30 yıldır devam eden Ermenistan’ın saldırgan politikasını durdurduğuna, işgal altındaki topraklarını geri aldığına vurgu yaptıktan sonra Azerbaycan’ın, 30 yıl süren Ermeni işgaline son vermesinde, gasbedilen vatan parçasının geri alınmasında ve nihayet Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanmasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin manevî, siyasi desteğine yüksek derecede değer verildiğini kayda geçirmişti.
Ayrıca taraflar, Kafkasya bölgesinde istikrar ve güvenliğin pekiştirilmesi, ekonomi ve ulaşım alanındaki tüm bağların yeniden sağlanması ve nihayet bölge devletleri arasındaki ilişkilerin normale dönüştürülmesi, uzun vadede bölgede barışın sağlanması yönündeki çabalarını sürdüreceklerini kayda geçirmişlerdi.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti, bağımsızlık, egemenli, toprak bütünlüğü, milletlerarası düzeyde tanınmış olan sınırların dokunulmazlığı ve devletlerin iç işlerine karışmama ilkelerine dayanarak “Müttefiklik İlişkilerinin Kurulması”nın siyasî ve hukukî mekanizmalarını belirlemiş oluyorlardı.
Dış politika alanındaki
koordinasyon!
Tarafların kendi millî çıkar ve
menfaatlerinin korunup sağlanmasına yönelik bağımsız bir dış
politika yürüteceklerini, bu meyanda bölgesel ve milletlerarası
düzeyde istikrar ve refah üzerinden hareketle barış, dostluk ve
samimi komşuluğa dayalı bir şekilde ülkeler arası ilişkilerin
geliştirilmesine, ayrıca doğacak ihtilaflar ile bölgesel ve
küresel nitelikli güvenlik ve istikrar problemlerinin çözüme
kavuşturulması yolunda ortak çaba sarfedeceklerini kayıt
altına almışlardı.
Bu doğrultuda taraflar güncel ve karşılıklı ilgi uyandıran uluslararası konularda dayanışma içerisinde, karşılıklı destek örneği sergileyerek yakın geçmişte meydana gelen emsal durum ve tutumlardan yola çıkarak ikili iş birliklerini derinliştireceklerini, bu doğrultuda BM, AGİT, Avrupa Konseyi, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, yeni adıyla Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı dahil her türlü milletlerarası ve bölgesel nitelikli kuruluşlar nezdinde birbirlerini karşılıklı olarak destekleyeceklerini kayda geçirmişlerdi.