Bugün itibariyle, yüzölçümünün miktarına, nüfusunun sayısına
bakmaksızın, Türk milletinin kültür ve karakterine sinmiş olan o
tarihî misyon doğrultusunda, sırtındaki diken demetinin uçlarındaki
algılama noktaları vasıtasıyla, çevresinin güvenliğinden emin
olduğunu hisseden kirpi misali, tarihin her döneminde olduğu gibi
bugün de Türkiye, devletini her daim dumura uğratma gayreti
içerisindeki Emperyalist-Siyonist ittifakı ile, onların yerli
işbirlikçilerinden emin olduğunu anladığında imkan bulduğu ölçüde,
dünyanın neresinde olursa olsun çaresizlere çare olma yolunda
tarihî misyonunu dünya pratiğine yansıtmadan geri kalmıyor.
Nitekim geçen haftalarda, gündeminin oluşumunda Türkiye’nin
öncülüğü dikkatlerden kaçmayan ve bir bakıma ABD’nin fiilen dünya
kamuoyuna sunduğu “Tek Kutuplu Dünya” algısına yönelik, yine o
algının fiilen tekzibi mahiyetini taşıyan TAHRAN ZİRVESİ bizim
toparlanıp kendimize gelmemize hiç de tahammülü olmayan Avrupa
Birliği, Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep
Borelli, Türkiye’yi “Küresel Oyun Kurucu” olarak belirleyip bütün
dünyaya ilan etti. Gel gör ki, kendi kontrolleri dışında
Türkiye’nin özüne dönme yolunda bir adım atmasına bile tahammülü
olmayan Emperyalist birlikteliğin önemli bir nokta temsilcisi,
Türkiye’yi “Küresel Oyun Kurucu” olarak bütün dünyaya...