Bir süredir Türkmenistan doğalgazını Azerbaycan’a, oradan Avrupa’ya taşıyacak muhtemel boru hattını gündeme getiriyorum. Çünkü günden güne daha fazla konuşulan ve özellikle ABD’de ciddi manada masaya yatırılan bu yönelimin Türkiye’yi de yakından ilgilendiren neticeleri olacaktır.
Böyle bir projenin hayata geçirilmesi Güney Kafkasya’nın Hazar’a bağlanması, tarihi İpekyolu hattında Türk Dünyasının yeniden temel kulvar olması bakımından da irdelenmeli. Ve Türk Dünyasında çok daha stratejik ve halkların refahına doğrudan yansıyabilecek bir potansiyel içerebilir.
Bugünlerde daha fazla konuşulmasını sağlayan 3 temel gelişme olduğu söylenebilir.
Birincisi Ocak ayında Türkmenistan ve Azerbaycanlı arasında Hazar Denizi'ndeki Dostluk sahasında hidrokarbon kaynaklarının ortak keşfi ve geliştirilmesine yönelik bir Mutabakat Zaptı imzaladı ki bu anlaşma uzun zamandır bu meselede uzak duran iki devletin en olumlu girişimleriydi. ABD'nin eski Azerbaycan Büyükelçisi Matthew Bryza “Artık Dostluk anlaşması imzalandığına göre, Trans-Hazar doğalgaz boru hattının inşasının önündeki ana siyasi engel kalktı.” demişti.
İkincisi geçtiğimiz günlerde yine Azerbaycan-Türkmenistan ve İran arasında imzalanan takas anlaşması.
Üçüncüsü ise Türkmenistan’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılma yolundayken aynı.....