Bugün Donbas özelinde yaşananlar genellikle Rusya-Türkiye ilişkileri açısından değerlendiriliyor. Oysa Türkiye-Ukrayna ilişkileri de iki ülke açısından oldukça stratejik. Mustafa Kemal Atatürk, 3 Ocak 1922 tarihinde Türkiye'deki temsilci General Frunse'ye şöyle söyler: "Kuzeye dikkatli bakınız. Orada deniz var. Eğer bir an, denizin olmadığını düşünürseniz, Türkiye ve Ukrayna'nın, birbirine daha yakın ülkeler olduğunu görürsünüz." Bu yönüyle bakıldığında Türkiye'nin Rusya ile karşı karşıya gelmeme sorumluluğu dışında Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve istikrarını koruma gibi de bir zorunluluğu vardır. Dolayısıyla arabuluculuk konusunda çalışmalarını ve söylemlerini Türkiye iki temel zemin üzerinde şekillendirmelidir. Bölgenin ve özellikle Karadeniz kuşağının güvenliği diğeri ise elbette Türkiye'nin güvenlik kaygıları. Aslında her ikisi de birbiriyle ilişkili zira Karadeniz'in güvenli ve istikrarı kalması Türkiye'nin pozisyonuyla son derece ilişkili. Zaman zaman gündeme gelen Montrö Boğazlar Sözleşmesinin ne kadar önemli olduğu bu noktada bir kez daha görülüyor. ABD ve NATO'nun Rusya'yı çevreleme stratejisinde Karadeniz'deki askeri varlığını artırmak istediği aşikar. Böylelikle...