Bu dâvet ve kabul olduğunda Sn.
Trump, Sn. Erdoğan’a o seviyesiz mektubu yollamamıştı. Barış
Pınarı Harekâtı yapılmamıştı. YPG’li teröristlerin
hudutlarımızdan çekilmesine dair Türk ve ABD’li hey’etler
arasında mutabakat imzalanmamıştı. Temsilciler Meclisi,
Türkiye’nin 1915’te Ermenilere soykırım yaptığına dair bir karar
vermemişti 30 Ekim günkü bu kararın hemen ardından bir de
Türkiye Cumhurbaşkanıyla bir dizi devlet adamı ve bazı bankalar
hakkında bir başka şantaj kararı daha alınmamıştı.
Bir insan düşünmeli ki bir
başka insanı önce memleketine dâvet ediyor, dâvet edilen dâvete
icabet edince de dâveti yapan, bu defa da her türlü nezâket
kaidesini bir kenara bırakarak laubali bir ağızla ona bir mektup
yazarak, bir skandala imza atıyor.