15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan
akşam ve devamı gece boyunca Türkiye, bir darbe ve işgal teşebbüsü
yaşadı. 251 şehîd ve 2 bin 196 yaralı verme fedakârlığımızdan
dolayı çok yönlü iç ve dış bağlantısı bulunan hain teşebbüs
hedefine ulaşamadı. O çok uzun gecede halk, büyük ekseriyetiyle
asker ve polis, seçimle gelmiş meşru Hükûmetle devletin yanında yer
aldı ve darbe ve işgal teşebbüsü püskürtüldü.
Askerin, polisin ve diğer resmî
vazifesi olan memurların bir isyan veya darbe hareketine karşı
durması, müdahale etmesi, onlarla mücadeleye girişmeleri varlık
sebepleri gereğidir. Bunu yerine getirmeleri de memnuniyet
vericidir. Daha memnuniyet verici olansa bizatihi sivil halkın,
kadın, erkek, yaşlı hatta "çocuk" denecek kadar gençlerin
kendiliklerinden buluşup birleşerek darbecilerin jetlerine,
helikopterlerine, tanklarına karşı, gözlerini kırpmadan mücadele
vermeleri oldu.
15 Temmuz işgaline kalkışan FETÖ
örgütü ve onun arkasında yer alan iç ve dış mihraklar,
başaracaklarından eminlerdi. Fakat halkın daha doğrusu milletin
müthiş bir uyanış ve şuurla o akşamdan ertesi...