8 Kasım 1976 günü bir genç, sevdiği gazeteye başlığı “Tiranların
Ölümü” olan bir yazı götürüyordu…
Cağaloğlu, Çatalçeşme Sokak 16 numaradaki mütevazı binanın birinci
katının merdiven sahanlığında Türkiye gazetesinin sahibiyle
karşılaştı…
Genç, selâmdan sonra elindeki yazıyı uzattı. Gazetenin sahibi, yazının olduğu kâğıdı aldı; ayaküstü okudu ve aydınlık bir yüzle karşısındaki gence iade etti.
İade ederken de şöyle demişti:
-Olmuş…
Bu yazı, ertesi gün 9 Kasım 1976’da Türkiye gazetesinde
“Pırıltı” sütun ismiyle neşrolacaktı.
Kalbi yazma arzusuyla atan o genç, “olmuş” yerine olumsuz bir
karşılık alsaydı bugün belki de 7 bin civarında makalede İmza’sı
olan biri olmayacaktı…
Aradan yıllar geçti…
Bir gün tarihler, 22 Şubat 1979’u gösterirken, o genç, evliliğe adım atıyordu. Nişan yüzüğünü de takan gazetenin sahibi ağabey, şimdi birçoğu mâveraya göçmüş olan birçok dostla beraber; velîme dediğimiz düğün yemeğindeydi…
Dünün o yazma heveslisi genci, bir gün, yukarıda zikrettiğimiz merkez binada gazetenin sahibinin odasındaydı. Daha...