“İslam âlemi”, “İslam dünyası”
diye bir gerçek var mı? Çin Seddi’nden Tuna’ya, Kırım’dan Yemen’e,
Fas’tan Endonezya’ya kadar üç kıta, yedi iklime yayılmış bir İslam
coğrafyası ve bu coğrafya üzerinde de 1 milyar 750 milyon Müslüman
mevcut olduğuna göre evet; her şeye rağmen bir İslam âlemi, İslam
dünyası vardır.
Hazin olan şu ki bu dünyada baş
yok ve baş olmadığı için de birlik ve beraberlik yok. Hâlbuki dünya
petrol istihsalinin büyük payı bu iklimden çıkmaktadır. Üstüne
üstlük bu dünyanın Türk Keneşi, Arap Birliği ve İİT-İslam İşbirliği
Teşkilatı, İslam Bankası gibi kuruluşları vardır.
Milletlerarası çapta kuruluşlar
olduğu ve bazı ülkelerde bazı aileler, petrol zenginliğinden
çılgınlığın da ötesine geçtikleri hâlde İslam âleminde işgal, iç
harp, bölünme ve fakirlik hiç ardı-arkası kesilmeden devam
etmektedir.
Bunun ana amili
başsızlıktır.
Devlet-i ali Osman, şeriatin de
dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanların da koruyucusuydu.
Osmanlı Türkü, güçlü iradesiyle, Fransa’daki münasebetsizliğe de
Açe’deki haksızlığa da müdahale ederek gereğini
yapabiliyordu.
Osmanlı devrinde Batı’da
haçlılarla, Doğu’da İran’la, kuzeyde Rusya ile ihtilaflar
yaşanırdı.