Bu sütunda ilk yazımız, 9 Kasım 1976'da intişar etti. İlk
sütunumuzun ismi "Pırıltı" idi. Sonra "Tahlil" dedik, ardından
"Entellektüel Boyut", bugünse bu kelimeyi namus belleyerek "İmza"
diyoruz.
1968'de Adana Erkek Lisesi II. Sınıfında edebiyat bölümü okurken
"Hukuk tahsil edecek, fakat yazar olacağım" diye kararımı
vermiştim...
Ama; yazar nasıl olunur bilmiyordum. O senelerde Bâb-ı âlide Sabah
isminde bir gazete neşriyat hayatına atılmıştı. 1968'de bu
gazetenin Kültür ve Sanat sayfasında bir hikâyem çıktı. Hikâyemi
gazetede görünce amcam Ali Geçgin'e heyecanla okuduğumu bugün gibi
hatırlıyorum.
Bundan bir kaç gün sonra Adana'da İstiklal Mahallesindeki evimize
bir posta geldi. Paketten iki kitap çıkmıştı. Birinin adı "İmân ve
İslâm" diğerinin adı "Ehl-i Sünnet Yolu" idi. Kitapları Galip Çevik
diye bir ağabey yollamıştı. Hikâye metninden adresimi almış.
Bu gazete, Sultanahmed'deki Adliye binasının sokağındaydı. Aradan
bir sene gibi bir vakit geçmişti. Biz de artık İstanbul'daydık. Bir
gün elimde bir yazıyla Bab-ı âlide Sabah gazetesine gittim.
Koridorda yazıişleri müdürü Ali Tâbân ağabeyle karşılaştık.
Ayaküstü olduğumuz hâlde yazıyı kendisine uzattım. Bir kaç satır
okuduktan sonra "tamam dedi, sen yazar olabilirsin". Başından
savdığını düşünmüş olmalıyım ki tedirginliğimi dile getirdim:
-Ama; dedim, tamamını okumadınız?
-Şart değil; sen yazar olabilirsin!..
İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra askere gitmiştim.
Sarıkamış 9. Tümen 9. Topçu Alayı Uçaksavar Bölüğünden teğmen
olarak terhis oldum. Sonra yazı hayatım başladı. İlk makalemin
başlığı "Tiranların Ölümü" idi. Bu yazıyı geçen senelerde bugün bu
sütunda tekrar yayınlamıştık. O yazımı altı saatte yazabildim. Eski
kalem tecrübelerinden sonra ilk yazıydı.