Van, Elazığ, Bitlis Gaziantep terör saldırıları, 15 Temmuz 2016
darbe teşebbüsünün devamıdır. Malum darbe teşebbüsü darbe, iç harp
ve işgal adımları üzerine kurgulanmıştı...
Sürüp gelen terör eylemleriyle görülmekte ki bu niyetten
vazgeçilmemiş. Terörün Türkiye'deki yapısı 15 Temmuz'dan önce ve
sonra farklıdır. 15 Temmuz'dan önce FETÖ/PDY ihanetlerine rağmen
PKK ve DAEŞ ciddi darbeler yemişti. 15 Temmuz'dan sonraysa yediği
darbelerle adı geçen örgütün beli kırıldı. Bunların hepsinin ortak
düşmanı aynıdır. Kukla oynatıcıları da aynıdır. Bu yüzden işbirliği
içindeler. İktidarı yıkmak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı devirip
yok etmek ve Türkiye'yi teslim almak istiyorlar.
Emperyalist taraf, bölge lideri ve dünya aktörü olan, oyun kurucu
bir Büyük Türkiye'yi söz dinlemez bir devlet olarak görüp tehlikeli
saydığından yolunu kesmek istemektedir
Bölücü terör örgütü, "Kürt hakları" bahânesiyle bu sebeple 40
yıldır kan dökmektedir. FETÖ/PDY örgütünün inanılmaz bir
takıyye/ikiyüzlülükle kendini saklayarak darbeye kalkışacak günlere
gelmesi de 40 yılı bulmaktadır. DAEŞ, yahut DAİŞ denilen örgütün
dahi köklerinin Afganistan'da ortaya çıkması da PKK ve FETÖ örgütü
zehirli tohumlarının Türkiye'de kök salmasıyla aşağı-yukarı eş
zamanlıdır.
Bu örgütler yoluyla mağdur Kürt nüfusla dini cemaat ve tarikatlere,
saf dindarlar arasına, orduya, mahkemelere, mekteplere, devlet
dairelerine, medyaya, iş çevrelerine ve akla gelebilen her etkin
yere sızarak sömürge düzeni kurulmak istenmiştir.
Böylece hem doğru amentü, hem milliyet ve aidiyet şuuru ve hem de
vatana bağlılık duygusu iptal edilmeye çalışılmış, azımsanmayacak
bir kitle üzerinde hedefe varılmış, bu ülkenin evlâtları
devşirilerek yabancılara pazarlanmıştır.