Rahim Er Türkiye Gazetesi

Aslolan mutlu insandır

Ne insanı halk eden Allahü teâlâ ve ne de Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- devletin şekline dair bir emir buyurmamışlardır. Buyurulan, bir cemiyet, iki kişiden ibaret olsa bile birinin emir yani baş olmasıdır. Devletin idare...

16 Kasım 2016 | 99 okunma

Ne insanı halk eden Allahü teâlâ ve ne de Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- devletin şekline dair bir emir buyurmamışlardır. Buyurulan, bir cemiyet, iki kişiden ibaret olsa bile birinin emir yani baş olmasıdır.
Devletin idare şekli, sosyal kanunlar gereği zaman zaman değişebilir. "Kemâl-zirve-zevâl" keyfiyeti hakîkî şahıslar için olduğu gibi devlet için de geçerlidir. Bugün "Türkiye Cumhuriyeti" dediğimiz "Devlet-i Ebed Müddet" bir vakitler Hanlıktı, sonra Sultanlık, Padişahlık oldu, belki yüz sene sonra, üç yüz sene sonra başka bir isim alır. Ancak devlet, yaşayıp gider.
Devletin şekli Cumhuriyettir.
Demokrasi, Cumhuriyet değil, hükümet etme biçimidir.
Cumhuriyet rejimlerinde başta reis-i cumhur vardır. Ya meclis tarafından seçilir veya ahali seçer. Şayet başta, Sultan, Padişah, Kral, İmparator... gibi Hanedân mensubu biri var, hükümet de seçimle işbaşına geliyorsa bu rejime "meşruti demokrasi" denir. Sistem "parlamenter sistem"dir.
Böyle bir sistemde meclis, hükümet ve kuvvetler ayrılığı yine mevcutken işbaşında Cumhurbaşkanı olduğunda parlamenter sistem olur. Devlet yapısında meclis veya meclisler, kuvvetler ayrılığına dayalı adli teşkilat ve seçimle gelen bir reis ve onun Hükümeti olduğunda ise buna "Başkanlık rejimi" denir.
40 yıla yakındır tartışmakta olduğumuz şu resmettiğimiz vaziyettir. Tekrar edelim ki ne sivil iradenin inşa etmesi gereken Anayasa, ne sn Recep Tayyip Erdoğan içindir ve ne de Başkanlık rejimi münhasıran O'nun teklifidir.
Meşruti rejimin kabulü Sultan Abdülhamid Han zamanıdır. Üstelik bu uğurda bir de Padişah şehid verdik. Cunta reisi Midhat Paşa'ydı. Diğer mühim cuntacılarsa Şirvanizâde Rüşdî Paşa, Sadrazam Mütercim Rüşdî Paşa Serasker/Genelkurmay Başkanı Hüseyin Avni Paşa'ydı. Midhat Paşa'nın adına milisler beslediği iddiası da kayıtlarda yazılıdır. Cuntanın Sultan Abdülaziz'i bir tertiple katlederek şehid etmelerinin sebebi Meşruti nizâma geçme-geçmeme münakaşasındandır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 456 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 148 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma