Rahim Er Türkiye Gazetesi

Atilla davası

Casusluk ve terör örgütleriyle ortak çalışma suçlarından tutuklu olarak yargılanan Amerikan vatandaşı Andrew Brunson 12 Ekim 2018 günkü duruşmada 37,5 ay cezaya mahkûm edildi. Mahkûmun cezaevinde geçen...

17 Ekim 2018 | 5.877 okunma
Casusluk ve terör örgütleriyle ortak çalışma suçlarından tutuklu olarak yargılanan Amerikan vatandaşı Andrew Brunson 12 Ekim 2018 günkü duruşmada 37,5 ay cezaya mahkûm edildi. Mahkûmun cezaevinde geçen süresi meşruten tahliye şartlarıyla uyuştuğundan hakkındaki denetim ve yurt dışına çıkma yasağı kaldırıldı. Ceza, fiilen infaz edilmişti. Aynı günün gecesinde ülkesine doğru yola çıktı. Bu kimse hakkında Cumhuriyet savcısı 35 yıl mahkûmiyet talebiyle dava açmıştı. Son celsede ise 5-10 yıl arasında cezalandırılmasına dair mütalaada bulundu.
Devletler arası bütün muamelelerde yazılı olan ve olmayan bir teamülle mütekabiliyet esası işler. Bu ve aşağıda sıralayacağımız gerekçelerle bugün bizim, ABD’den haklı beklentilerimiz var.
Brunson davasından dolayı, Türkiye’nin hem Fetullah Gülen’in teslim edilmesi ve hem de Mehmet Hakan Atilla’nın Türkiye’ye dönüşünün önündeki engellerin kaldırılmasını isteme hakkı doğmuştur.
Ancak gerçekçi olmak adına ağırlığın, Hakan Atilla’nın hürriyetine kavuşturulmasına verilmesinin daha isabetli olacağı görülmektedir. ABD’nin şu gün için FETÖ elebaşıyla adamlarını teslim etmesini beklemek yanıltıcı olur. Onun eliyle 160-170 devlette taşeron faaliyetler yürütmek varken bu imkânı harcamak istemezler.
Brunson davası, verilen cezalar yönüyle Hakan Atilla davasına benzemektedir. Bu kaleyi düşürmeye çalışmalı:
1970 doğumlu Mehmet Hakan Atilla, Halk Bankasının uluslararası bankacılıktan sorumlu genel müdür muavinidir. Bu sebeple iş icabı sıkça yurt dışına gidiyordu. ABD’ye de birçok kereler gidip-gelmişti. Son Amerika ziyaretinden Türkiye’ye dönerken 27 Mart 2017 günü JFK Havaalanı’nda FBI tarafından nezarete alındı ve aynı gün tutuklandı.
Hakkındaki iddianamede 5 ayrı suç yer alıyordu. Bunlar, ABD’nin İran’a karşı aldığı ekonomik müeyyideleri delmek, mali sahtekârlık, kara para aklamak vs idi.
Hakan Atilla dosyası, derdest/görülmekte olan Rıza Sarraf dosyasıyla tevhid edildi/ birleştirildi. Rıza Sarraf davasının adı “ABD, Sarraf’a karşı” olduğundan her iki dava bu kapak altına alınmıştı.
Rıza Sarraf, 19 Mart 2016’da Miami’de tutuklanmıştı. Hakkındaki suçlama sayısı 4’tü. Müsned suçlar, her iki sanık için de hemen hemen aynıydı. Savcı, Rıza Sarraf için 75 yıl, Mehmet Hakan Atilla için 70 yıl mahkûmiyet ve para cezaları istiyordu.
Dava devam ederken bir takım çarkıfelekler döndü; Rıza Sarraf, hiçbir vicdani kaygı taşımadan Hakan Atilla aleyhine itirafçı oldu. Bunun üzerine dışarı salıverildi. Davanın adı da “ABD, Atilla’ya karşı” oldu.
Hakan Atilla’nın muhakemesi devam ederken, 3 Ocak 2028 tarihli celsede jüri, sanığı yalnızca “kara para aklamak”tan suçlu bulmayarak kalan 4 ithamla cezalandırılmasını istedi. Karar celsesi, 16 Mayıs 2018’de yapılacaktı. O gün, M. Hakan Atilla, duruşmaya gelmiş olan eşi ve Türkiye, merak ve heyecanla sonucu bekliyordu. Son duruşma icra edildikten sonra mahkeme hâkimi Richard M. Berman, verilen hükmü açıkladı. Sanık, sadece Amerika’nın İran için koyduğu müeyyideleri ihlal etmekten suçlu bulunarak 32 ay cezaya mahkûm edilmişti.
O gün aleyhine mahkûmiyet kararı verilen Türk vatandaşı, 13,5 aydır bilfiil yatmaktaydı. Bırakılma imkânı mümkünken bu yapılmadı. A. Brunson içinse Türk mahkemesi, bu yolu kullandı. Bugüne gelip de infaz süresi hesaplandığında adı geçen sanığın dışarı çıkmasıyla Türkiye’ye dönüş yolunun açılmasının şart olduğu görülmektedir:
Verilen ceza 32 aydır.
İnfaz edilen kısımsa 19 ayı bulmuştur.
FBI “yukarıdan” aldığı talimat icabı 27 Mart 2017’de M. Hakan Atilla’yı değil de bir başka Türk vatandaşını da hürriyetinden mahrum edebilirdi. Davanın ne kadar tezgâh eseri ve politik olduğu ortadadır. Amerikan adaleti ileride bu davayla iftihar etmeyecektir. Adalet, siyasete alet edilmiştir. Evvela “Sarraf” denen meçhul bir adamla kirli bir oyun kurulmuş, ardından mezkûr Türk bankasının üst yönetiminden bir yönetici, bu oyuna dâhil edilmiştir.
Sn. Trump, dindaşı rahibin serbest kalmasından dolayı yüreğinde artık Türkiye’ye karşı iyi duygular olduğunu ifade etmektedir. Türkiye’de de kendilerine karşı bir duygu farklılığı uyanması için Mehmet Hakan Atilla’nın kurtulması şarttır.
Hem şarttır ve hem de devletler arası mütekabiliyet ve nezaket gereğidir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 448 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma