Bazı isimler, genel merkez
tarafından reddedilerek CHP’den belediye başkan adayı
gösterilmediler. Bu isimler de bunun üzerine DSP-Demokratik Sol
Parti’ye giderek oradan aday oldular.
Onların DSP’den aday olmaları
üzerine CHP yönetimi ve bu partiye destek veren medya, DSP’yi solun
oylarını bölmekle itham ettiler.
Böyle bir itham, DSP yönetiminde
büyük infiale yol açtı. Öyle ki DSP Genel Başkanı, yaptığı
konuşmayla herkesi şaşırttı. Zira adı geçen politik teşekkül, artık
bir kenarda kalmış bir parti olarak görülüyordu. Onun için Genel
Başkanı’ndan ateşli bir taarruz beklenmezdi. Hâlbuki aksi oldu.
Önder Aksakal, CHP, Genel başkanı ve idari kadrolarına ağır
sözlerle cevap verdi. Öyle ki bu sözlere ertesi gün karşılık veren
CHP Parti sözcüsü Faik Öztrak’ın dedikleri, zayıf ve tatmin edici
olmaktan uzaktı. Oldum olası CHP kadrolarında yer alan Kemalist bir
aileden gelen ve iyi bir eğitimli bu ismin yaptığı hâliyle yaptığı
savunma kıyaslandığında sanki cevap vermiş olmak için konuştuğu
görülüyordu.
DSP Genel Başkanı’nın itham ve
iddiaları, hedefe sıkılan tam bir polemik atışlarıydı. Ustalıklıydı
ve çürütülmesi zor delillere dayanıyordu. Önder Aksakal:
CHP’nin solculuğunun lafta
kaldığını gardırop solculuğu yaptığını söylüyor, CHP’nin devleti
yönetmeye talip olmadığına işaret ediyordu. Dahası bu partiyi
Atatürk pazarlamacılığıyla suçluyor ve pazarlamada sıra şimdi de
Ecevit’e mi geldi? diye soruyordu.