Sn. Başkan,
Başkanlık günlerinizdeki son aylara girmiş bulunmaktasınız. 8
yıllık görev sürenizde ne kadar başarılı olup olmadığınızı tarih
yazacaktır. Biz, şimdiden şu kadarını kaydedebiliriz. Selefiniz
G.W. Bush zamanında Türk-Amerikan dostluğu, yerlerde sürünüyordu.
Amerikan muhalefeti, Türkiye'de hiç görülmedik biçimde artmıştı.
Bunun sebebi, sn Bush'un yanlış uygulamalarıydı. II. Körfez
Harekâtı'nın bizzat G.W. Bush tarafından "Haçlı Seferi" olarak
dünyaya ilân edilmesi, bir kaç Türk askerinin başına çuval
geçirilmesi, Irak halkına reva görülen muameleler, Ebu Gureyb ve
Guantanamo cezaevlerindeki işkenceler misallerden bir kaçıdır.
Bu uygulamalardan dolayı Türk Amerikan dostluğu can çekişiyordu.
Tam bu seyirde sizin döneminiz başladı. Türkiye'de de yeni bir
iktidar iş başına gelmişti. Karşılıklı müsbet adımlarla
münasebetler iyileştirildi. Ancak ikinci Başkanlık döneminizin şu
son aylarında bu dostluk tekrar yıkılma sürecine girmiştir:
15/16 Temmuz darbe teşebbüsü, halkın oyu ile seçilmiş bir
Cumhurbaşkanına, halkın oyu ile seçilmiş bir Hükûmete ve milletin
tamamına karşı yapılmıştır. Hâdise, Ordu içinden çıkan cuntacı
terörist bir grubun işlediği kanlı bir isyan ve ihanet
hareketidir.
Bu ihanet, Türk halkının her fikirden mensubunun jetlere,
helikopterlere, tanklara, kurşun ve bombalara rağmen
Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine meydanlara inerek ölümü pahasına
destanlar yazmasıyla geri püskürtülerek darbeciler, adalete teslim
edilmiştir.
Türkiye, bu ihaneti yaşar, evlâtlarını kaybederken Batılı
dostlarından, AB'den; AK'den, NATO mensuplarından, hiç bir yardım,
destek, teselli ve tâziye mesaj ve ziyareti görmemiştir. Bunlara
ABD de dahildir. Hatta o gece 02'ye kadar zât-ı âliniz en fazla
"taraflara itidal tavsiye ediyoruz" diyebildiniz.
Sn Başkan, siz Nobel Barış Ödülü almış bir devlet adamısınız. Meşru
bir idareye karşı devletin uçak, tank ve silahlarını gasp ederek
millete doğrultan câniler, nasıl olur da eşit taraf olur? El Kaide,
DAEŞ vs size eşit taraf mıdır?
Şu rakamlara lütfen bir bakınız. Bu gazi ve şehîd tablosu son
derecede ibret vericidir:
237 şehîdin 170'i sivil vatandaştır. Ev hanımı, memur, talebe,
esnaf, emekli gibi insanlar. 2 bin 191 gazimizin 2 bin 30'u yine
silahsız sivil vatandaşlardır. Darbeci terörist katiller, bu
vatandaşların başına bomba yağdırmış, üstlerine tankları sürmüştür.
Bir şehidin vücudundan 50 mermi çıkması her şeyi anlatmaya yetmez
mi?
Hangi taraflar ve hangi itidalden söz edilebilir?
Fakat bu sözden daha vahimi var:
İlk günden beri Türk basın-yayın kuruluşları darbe teşebbüsünün
arkasında batılı bazı merkezlerin olduğunu, en başta da Amerika’nın
geldiğini haberleştirmekteler. Darbeyi Afganistan'daki Amerikalı
ISAF komutanı idare etmiş, İncirlik karargâhlık yapmış, yakıt
ikmali için tanker uçaklar bu üsten kalkmış, CIA ajanları Yunan
sınırına gelmiş, onlardan biri, darbe günü Büyükada'da İngiliz
işgal günlerinin mekânlarından olan bir otelde toplantı yapmış,
darbe başarısız olunca da kaçıp gitmiştir. Türk halkı, bunların
derin Amerika'nın Neo Con'ların, bir kısım istihbaratçıların
darbecilerle işbirliği olduğunu kabul etmek istememektedir.
Bugün ya işbirliğine sahip çıkacak veya onları ikna edici delil ve
dille reddedeceksiniz. Milletimiz sizden bunu beklemektedir.
Bir şeyi daha beklemektedir: