İsrail’de hükûmetler değişiyor,
başbakan gidiyor, yeni cumhurbaşkanı geliyor… Fakat bir şey hiç
değişmiyor ve asla da değişmez. O değişmeyen, işgalci sıfatı ve
mazlum Filistin milletine karşı canavarca revâ gördüğü devlet
terörü.
1920’de Yunanları garbi
Anadolu’ya taşıyan İngiltere, bu tarihten biraz sonra da
Yahudileri, peyderpey Filistin’e sevk etti. 1947’de Filistin
bölünerek bir kısmı Yahudilere verildi. İsrail kurduruldu. 1948’de
BM’ye âzâ yapıldı. Milletlerarası hukukun İsrail’i devlet olarak
tanıdığı hudutlar, kuruluştaki haritadır. Oysa aynı İsrail, 1967’de
“6 Gün Savaşları’’ denen muharebede Mısır ve Suriye ile kapışmış ve
Golan Tepeleri dâhil bir kısım Suriye topraklarını gasbetmiştir.
İsrail, 1967 Savaşında ele geçirdiği her karış Arap toprağında
kesinkes işgalcidir. Dünya hariciyecilerinin İsrail’e “67
Hudutlarına çekilmelisin!’’ demeleri hakkaniyete aykırıdır. Bu söz
bir hak teslim ve arayışı değil, zorbalığa rızadır.
İsrail, 1947 Harbinden sonra
1948’de Filistin topraklarında devlet yapılırken...