BM/Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na dair 40 yıldan bu yana
herhâlde 40 yazı yazmışızdır. O yazılarda yerine göre BM'nin
adaletten yana yer almadığını, yerine göre taraf olduğunu, yerine
göre insafa, vicdana karşı duyarsızlığını vs vs dile getirdik.
Hatta ilk yazdığımız yazılardan birinin başlığı "İslâm BM
Teşkilatı"dır. Esasında "İslam Konferansı Teşkilatı" diye kurulup
da daha sonra "İİT/İslam İşbirliği Teşkilatı" adını alan kuruluşun
ortaya çıkma sebebi de İslâm BM Teşkilatı ihtiyacından dolayıdır.
Ne var ki bu teşkilat, ne önceki döneminde ve ne de sonraki dönemde
bir varlık gösteremedi. Doğru olan, İslâm BM Teşkilatı, Hindu BM
Teşkilatı, Hıristiyan BM Teşkilatı vs değil, BM teşkilâtıdır. Lâzım
olan, insanlığı temsil eden bütün üyelerin bir çatı altında
toplanıp şikâyet, dert, dilek ve tekliflerini konuşup çare
üretebildikleri bir teşkilattır.
Nasıl ki İİT, mağdur Müslüman, cemiyet ve memleketeler için derde
devâ olacak cinsten bir çâre üretemediyse BM de kurulduğundan bu
yana, ezilen kavimler, baskı altında tutulan devletler için dişe
dokunur bir tedbir alamadı, haksızlıkları kınayamadı. Bunun sebebi
BM'nin teşkilat yapısıdır. Bizim yazılarımız buna dairdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı'ndan bu yana
dile getirdiği şikâyetler bundan dolayıdır. Sn Erdoğan, gerçeği
"Dünya 5'ten büyüktür" diye hülasa etti ve ediyor. Yerinde bir
teşhisi daha var. BM Güvenlik Konseyi'nde 1 tek İslam memleketinin
bile mevcut olmadığına dikkat çekmekte. Halbuki İslâm memleketleri
BM'nin üçte birinden fazla.
Bugün BM'e tam üye 193 devlet ve müşahit/gözlemci olarak da 2
devlet vardır.
Üye devletlerden 5'i BMGK/Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni
teşkil ederler. Diğer 188 üye ülke GK/Genel Kurulu meydana getirir.
Bu 188 devletin aldığı bir karar, BMGK üyesi devletlerden 1'i
tarafından bile "veto" edilirse o karar düşer ve hiç bir müeyyide
ve hükmü kalmaz. Veto, mutlak red demektir. Yani bu kararın bir üst
merci yahut mahkemeye taşınıp bozulma imkânı yoktur.