Eğer, özel televizyonlar olmasaydı, görüntülü taşınabilir
telefon sistemi olmasaydı bugün bu katil darbe hayata geçmiş
olabilirdi.
Özel televizyonlar ve 3 G'ler, 4,5 G'ler olsa, fakat devletin
başında askerin güdümünde etliye-sütlüye karışmayan sembolik bir
Cumhurbaşkanı bulunsaydı şimdi sevinen taraf, halk değil,
darbeciler olmuş olurdu.
Ancak özel tv'ler, sosyal medya, güçlü bir Cumhurbaşkanı olsa buna
mukabil Hükümet koalisyon olsaydı veya Cumhurbaşkanıyla tezada
düşmüş bir Başbakan işbaşında bulunsaydı bugün yine darbeciler
kazanmış olabilirdi.
Bir gerçek daha var. TSK içerden ağır ihanete uğrayıp eli-kolu
bağlanmışken böylesine kudretli bir emniyet teşkilatımız
bulunmasaydı bugün memleket kara günlerdeydi.
Bu zaferin baş kahramanlarından biri Türk Polisidir. Onlardan bir
yiğit evladımız, gasp edilmiş tanklardaki Paralelci Terörist sözde
askerlere karşı Boğaziçi Köprüsü'nde İstanbul Emniyet Müdürünü
korurken şehit düştü. Biz, daha evvel Boğaziçi Köprüsü'ne
"Abdülhamid Han Köprüsü" adı verilmesini teklif etmiştik. Eğer; o
isim verilmeyecekse "Şehit Polisler Köprüsü" diyelim.
Dile gelmeyen daha başka hakikatler de var. Bütün bunlar olsa fakat
adliye, ihanetin emrinde bulunsaydı Savcı ve Hakimler, dakika
sektirmeden tutuklama yapmayacak, bugün Türkiye kan ağlayacak,
sizler de herhâlde bu sütunu okuyamayacaktınız.