Tarihimizdeki darbe ve darbe
teşebbüsleri, 12 Eylül ve 15 Temmuz’dan ibaret değildir...
Türkiye’nin ne yazık ki beş yüz
yıla yakın bir darbe geçmişi vardır. Bu darbelerin her döneminde
merkezde asker içindeki cunta yer alır. İlk zamanlar cunta
yalnızdır, sadece entrikadan beslenir. Daha sonraları medrese,
bilahare üniversite denen ilmiye, yargı adlı adliye, şimdi medya
denen matbuat, sermaye, köksüz aydın ve son asırlarda yabancı
başkentler darbenin müşterek failleridir.
-Türkiye darbelerini, Sultan
Genç Osman zamanında başlatmak mümkündür. 19 Mayıs 1622’de Padişah,
askerî bir vahşi darbe ile tahttan indirilip Yedikule Zindanlarında
boğularak şehid edildi. Yerine I. Mustafa Han, Padişah oldu.
-28 Eylül 1730’da Patrona Halil
İsyanı patlak verdi. III. Ahmed Han, tahtı bırakmak zorunda kaldı.
Darbeci askerler, I. Mahmud Han’ı başa geçirdiler. Sadrazam
Nevşehirli İbrahim Paşa idam edildi.
-1807 Mayıs ayı dehşetler içinde
geçti. Darbeci askerler, III. Selim Han’ı katlederek yerine IV.
Mustafa Han’ı geçirdiler. Alemdar Mustafa Paşa, maiyetindeki askerî
kuvvetlerle Rusçuk’tan gelerek bir karşı darbe yapıp II. Mahmud
Han’ı tahta geçirdi. Mustafa Han hayatından oldu.
-14 Eylül 1859’da ise tarih,
başarısız bir darbe teşebbüsüne şahit oldu. “Kuleli Vak’ası” denen
bu olayda “Fedâiler Cemiyeti” adıyla bir araya gelmiş cuntacılar,
bir darbe yaparak Abdülmecid Hanı devirip yerine Veliaht Abdülaziz
Efendi’yi geçirmek istedilerse de muvaffak olamadılar.