3-5 kişi hariç, Muharrem İnce taraftarları CHP’de liste dışı kaldı. Bu yapılanın partinin cumhurbaşkanı adayı üzerinde kötü etki yapmaması mümkün değildir. İsmi geçenin mitinglerde zaten yalnız bırakıldığı, partisinden destek görmediği söylenirken bir de Meclis’te kimsesiz kalmıştır. Bu şartlardaki bir adayın cumhurbaşkanı seçilme şansı, yola çıktığı güne göre daha da azalmıştır. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e gelince. Toplum, cumhurbaşkanlığı kampanyasını hissetmedi, ne dediği pek işitilmedi.
Tablo o ki erken seçim kararı alındığında en güçlü aday olan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün desteğini daha yukarıya çekmiştir:
Bunda bildik diğer sebeplerin yanında İİT İstanbul Zirvesi, Yenikapı ve Bosna mitinglerinin de büyük payı vardır. Gerçi İİT İstanbul Zirvesi, içeride siyaset devşirmek gibi ayıplanacak bir maksatla yapılmadı. Ancak bu vesileyle bir dâvâ adamının dâvâsını takipteki azmi, kendini bir kere daha gösterdi. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin konuşmaları, vatandaşın yüreğine dokundu.
Ortaya konan başarı az değildi:
ABD Mayıs’ın 14’ünde sefaretini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyınca Filistinli siviller, protesto gösterilerine başladılar. İsrail, olanca hunharlığıyla 3 bine yakın Filistinliyi yaraladı, 70’e yakın insanı da katletti. Bu faciadan sadece 4 gün sonra İİT üyesi devlet temsilcileri, Türkiye cumhurbaşkanının çağrısıyla İstanbul’da toplanmışlardı. Misafirler, aynı gün Yenikapı’daki mitinge de iştirak ettiler.
Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı’dan iki gün sonra da Avrupalı Türklerle Saraybosna’da buluştu. Yenikapı’da yüz binler, Saraybosna’da on binler vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna’da miting yaparken aynı pazar günü Başbakan Binali Yıldırım da Diyarbakır’da Kudüs’e lânet mitingi yapıyordu. Her üç mitingde de meydanlar, Türk bayrakları ile uçsuz bucaksız gelincik tarlalarına döndü.
Bütün bunların Tayyip Erdoğan’la partisine ve Cumhur İttifakı’na artı puanlar getirdiğinde şüphe yoktur. Daha önce de hükûmetin açtığı bir hayli muhtevalı ekonomik tedbirler paketi, konut alımında faizlerin düşürülmesi, emeklilere her dinî bayram öncesinde bin lira hediye edilmesi gibi kararlar, Cumhurbaşkanı ile Cumhur İttifakı partilerinin elini daha da güçlendirmişti.
Her seçimin belirleyici unsuru vardır. Bize göre bu seçimin belirleyici unsuru emeklilerdir. Eli darda, geçim zorluğunda olan 12 milyon emeklinin bu bin liralarla yüzü güldü. Bu gülüş, seçime akseder. Emekli sayısı, 60 milyon seçmenin beşte biridir. Kaldı ki aileleri de var. Onlarla birlikte 12 milyon, birkaç kat katlanır.
Bunlar doğru; ancak dile gelmesi gereken başka gerçekler de var:
Döviz, bir türlü gerilemiyor. Eğer, bu bir savaşsa kan kaybedilmekte. Seçim günleri demeden acilen tedbirler alınmalı. Piyasalar tedirgindir.
Diğer taraftan TL eridiği, enflasyon da düşmediği için dar gelirli, emekli, küçük esnaf, ayın sonunu getiremiyor. Maaşlar ayın yarısında tükenmektedir. Kredi kartı borçlarının tekrar bir sıkıntı olarak gündeme gelmesinden endişe edilmeli.
Bir başka gerçek de şudur:
Bu millet, partiye, listedeki isme, belediye başkanına değil Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermektedir. Vatandaş, O’nun samimiyetini, ümmet sevdasını, millet aşkını, din gayretini, ecdat muhabbetini, istikbal yürüyüşünü görüyor, takdir ediyor ve bundan dolayı desteğini reyle ve duayla devam ettiriyor. Bu millete kalp burukluğu yaşatmak olmaz. Seçmen, oy verirken yerine göre listeye rağmen, fakat “Reis muhabbetiyle” mührü basacaktır. Bu daha evvel de olmuştu. Bu defa daha fazla olmakta. Bu yüzden ittifak içinde oy geçişleri mümkündür. Bazı isimlerde ısrarın izahı yoktu. Hoşa gidenleri tercih etmek değil, doğru söyleyenleri tutmak esastır.
Kazanmak mı?
Hep konuştuk, yazdık, vatandaşlarla sohbetimizde söyledik ve söylüyoruz:
-Recep Tayyip Erdoğan, birinci turda kazanır.
-Cumhur İttifakı da TBMM’de çoğunluğu alır.
Şu var ki oylar kazanılırken gönüller kaybedilmemeli.
Sevinç, sevinç olarak yaşanmalı.
Sevinç, buruk kalble yaşanmamalı.