Yarıştan kopmuşluğa çareler aranıyordu:
Yapılacak işlerden biri de Avrupa’ya talebe göndermekti.
Devlet, sanayi inkılabıyla açılan farkı kapatmak maksadıyla görgü ve bilgilerini artırsın, kendilerini geliştirsin ve gelip memleketi daha ileriye taşısınlar diye 19. Asrın başlarından itibaren bu talebe yollama işine Tanzimat öncesi ve sonrası, Cumhuriyet öncesi ve sonrası bir buçuk asır kadar ağırlıklı şekilde devam etti…
II. Mahmud Hân’dan faraza 1950’ye kadar kaç kişi, yurt dışına yollandı, bu tasarruf hazineye kaça mal oldu, ne fayda elde edildi, gitmeselerdi zararımız ne olurdu? Bunlar, araştırılması gereken sorulardır.
Mağlup olanın, galip gelene gizli hayranlık duyguları taşıması, izahı zor olan bir gerçektir. Devlet, gençleri tahsile gönderdi ama onlardan bazıları türlü tuzaklara düştüler, bazıları yabancılaşarak kendi ülke ve idarecilerine hasım kesildiler. Tanzimat ve devamındaki Jön Türk ve İttihad ve Terakki hadisesi bu kadrolardan beslenmiştir.