Bir konuşma veya yazılı metinden
bir kelime veya cümleyi cımbızla seçercesine alıp onun üzerinden
tartışma yapmak veya hüküm vermek, imza sahibine yapılan bir
haksızlıktır. Zira o cümle, üstündeki ve altındakilerle bir
bütünlük arz eder.
AK Parti Genel Başkanı ve
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin salı günkü Meclis grup
toplantısında “bizi buraya millet getirdi, millet götürür” meâlinde
konuştuktan sonra “millet tamam derse kenara çekiliriz” demişti. Bu
son derecede masum ve samimi bir ifadedir. Millet iradesine
saygıdır. Demokrasi ve hakkaniyet de bu değil
midir?
Bu konuşmayı işiten bazı sosyal
medya hastalarıyla bazı iflah olmaz partizanlar ve bir kısım
politika esnafı, birkaç sayfalık konuşma metnindeki “millet tamam
derse” cümlesindeki “tamam” kelimesini alarak “tamam” diye Tweet
üstüne Tweet attılar, Cumhuriyet Mitingleri ve Gezi İsyanı bakiyesi
bazıları da sokaklara dökülüp “tamam” diye tempo
tuttular.
İnsaftan nasibi olmayanlara hak,
adalet ve insaf ölçülerini anlatmak çok zor.
Buna rağmen vaki olanda hayr
görüyoruz. Bu saldırı, umulur ki kenetlenme ve uyanmaya sebep olur.
15 senedir yapılan hizmetlerin, devasa projelerin devam etmesini,
Cihan Devleti olmaya yürümeyi, küresel güç olma hedefine,
Kızılelma’ya varmayı murat edenlerin bu eski Türkiye
özlemcilerinin, Tek Parti hasretlilerinin, FETÖ çığırtkanlarının,
haçlı ve siyon ayakçılarının yaptıklarından dersler çıkarmaları
gerekir.
Gün, küçük hesaplara bakma,
darılma, kırılma ve küsme günü değildir.
24 Haziran bir seçim takvimi
olarak görülmesin.
24 Haziran bir
dönemeçtir.
Türkiye, bu dönemeci ya dönecek
veya bugüne kadar yapılan her şey heba olacaktır. Bu yüzden
‘Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanlığını da Meclis çoğunluğunu da
ilk turda alması kesinkes şarttır. 24 Haziran’ı bir parti ve
siyaset mes’elesi telakki edenler, ne tarihi biliyor ne
istikbali görüyor demektir. Umre, bahçe, tarla, seyahat, tatil,
ameliyat… her atılacak adımın planlanması oy verme gününe göre
yapılmalıdır.
Asla unutulmasın ki 24 Haziran 15
Temmuz’un ya taçlandırılması veya kaybedilmesi olacaktır. 24
Haziran’da millî ve yerli cephe ile ona karşı olanların amansız
mücadelesi var. Millî ve yerli cephede yani ‘Cumhur İttifakı’nın
arkasında millet, karşı olanların arkasındaysa bu millete ve onun
değerlerine muhalefet eden bütün Batılı devlet ve kurumlar
bulunmaktadır.
Vatandaşın bu idrak ve
sorumlulukta olması, her türlü yalan, tezvirat ve algı operasyonuna
karşı uyanık olması şarttır. Ancak milletvekili aday listeleri de
aynı şuur ve hassasiyetle hazırlanmalıdır. Ehliyete,
liyakate, müktesebata, fazilete dikkat etmeli ve çapsız, ikiyüzlü,
menfaatçi, her devrin adamları kapıdan içeri
alınmamalıdır.
İki asırdan bu yana kavuşulan
imkânlar yitirilmesin, yarınlar bugünlerden daha iyi olsun
Kızılelma şanlı zirveye kavuşsun diye:
Allah için devam,
Sevgili Peygamberimiz
-aleyhisselam- için devam,
Millet için devam,
Ümmet için devam,
Dünya barışı için
devam,
Nizâm-ı âlem için
devam,
İstikbâl ve istiklâl için
devam,
Şehidlerin kanının yerde
kalmaması için devam.
24 Haziran 2018, “ya devlet başa
ya kuzgun leşe!” deme vaktidir.
Eldeki oy, bir kâğıt parçası
değildir.
Hak ile batılı ayırt etme
kararıdır.