CHP’nin “devleti kuran parti”
veya “Cumhuriyeti kuran parti” iddiası, baskıdan doğma galat-ı
meşhur yakıştırmalardan biridir. Yabancılaşmış aydının işine
geldiği için de kimse düzeltme yoluna gitmedi. Bu iddia, sadece
CHP’li politikacıların değil, bu partinin muhalifi olanların da
dilindedir.
İster “CHP, devleti kuran
partidir” densin, isterse “CHP, Cumhuriyeti kuran partidir”
densin... Bu iddiaların her ikisi de üstü örtülü
yanlışlardır.
Yanlışlıklar şundandır:
Türk Devleti, Mete Han’dan beri
vardır. Tarihler ve devirler içinde, Hanlık, Hakanlık, Sultanlık,
Beylik, Padişahlık diye “idare tarzı” veya “rejim” denilen yönetim
isimleri almıştır. 29 Ekim 1923’te yeni bir devlet kurulmamıştır.
Mevcut olan devlet, bir idareden diğer idareye; Saltanat’tan
Cumhuriyet’e geçmiştir. Bu intikali, kanun yapma müessesesi olan
TBMM icra etmiştir. Yeni rejimine geçme teklifi, 1. TBMM’de reye
sunularak gerçekleştirilmiştir. 23 Aralık 1876-28 Ekim 1923 arası
devlet idaresi anayasayla kayıtlıdır, Padişah, sınırsız
hükümran değildir. Meşruti hükümranlık mevzubahistir. 23 Temmuz
1908-28 Ekim 1923 arasında zaten çok partili hayat ve serbest
seçimler vardır. 1923-1946 arasındaysa seçimler olsa bile Tek Parti
rejimi caridir.
TBMM, 1. Meclis unvanıyla
toplandığında meşruiyetini 1876 Kanun-ı Esasisinden alıyordu. 1921
Tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, kısa ve muvakkat/geçici
mahiyetteydi. Kanun-ı Esasi’ye son vermemişti. Cumhuriyet döneminde
ilk yapılan ve devletin şekli Cumhuriyet, dini İslam,
makarrı/merkezi Ankara’dır gibi maddelerin yer aldığı anayasanın
adı da “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”dur. Ki bu isim, maksadı
çevreleme itibarıyla doğrudur ve ABD anayasasının tam isim
karşılığıdır.
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 24
Nisan 1924 tarihinde Meclis’te yine meb’usların reylerine sunulmak
suretiyle mer’iyete/yürürlüğe girmiştir.