Sağlam bir irfan hükmümüz "cem-i zıddeyn muhaldir" der. Zıtların
birleşmesi mümkün değildir demek. Doğu ile batı, gece ile gündüz
birleşemezler. Bir kimse aynı anda iki farklı dinde olamaz...
gibi.
Galiba bu hükmün tek istisnası diplomasiyle riyakârlıktır.
Diplomasi; müzakere, görüşme, konuşma, temas ve bunların icrasıdır.
Münasebetler ustalığıdır. Lisan hâkimiyeti, sabır ve zarafet
olmazsa olmaz şartlarıdır. Diplomasinin Osmanlı Türkçesindeki
karşılığı şeref kelimesinden gelen "teşrifat"tır.
Riyakârlık ise ikiyüzlülüktür. Samimi olmamaktır. Münafıklıktan bir
adım öncesidir. Yüze gülüp arkadan kuyu kazmaktır...
İnsanın düşmanı olur. İslâm âlimleri, hiç düşman sahibi olmamayı
münafıklık işareti saymışlardır. Mavi boncuk dağıtmak caiz
görülmemiştir.
Evet, insanın düşmanı, düşmanları vardır. Düşman ya bilinir veya
bilinmez. Bir de dostlar vardır. Dostalar ya hakikaten dosttur.
Bunlar kötü gün dostlarıdır. Kardeş gibi, akraba gibidir. Veya iyi
gün dostları vardır. En ufak fırsatta, menfaati gerektirdiğine
insanı satarlar. Sözde dosttansa mert düşman evlâdır. Bu değişmez
hakikat hem insanların ve hem de devletlerin hayatı için
mevzubahistir.
Bu ölçüyle dış politikaya, ortaklarımızla ilişkilerimize
baktığımızda riyakârlıklar hemen kendini göstermektedir.
Türkiye'nin Batılı dostları bellidir.
ABD
AB
Almanya.