Rahim Er Türkiye Gazetesi

DİRİLİŞ DESTANI

Bedir Harbi, Endülüs’ün Fethi, Dandanakan, Malazgirt, Kosova Meydan Muharebesi, İstanbul’un Fethi, Mohaç Meydan Muharebesi, Bağdat ve Revan Seferleri, ‘93 Türk-Rus Harbi, Plevne Müdafaası, Teselya Taarruzu, Sarıkamış...

16 Temmuz 2018 | 3.548 okunma
Bedir Harbi, Endülüs’ün Fethi, Dandanakan, Malazgirt, Kosova Meydan Muharebesi, İstanbul’un Fethi, Mohaç Meydan Muharebesi, Bağdat ve Revan Seferleri, ‘93 Türk-Rus Harbi, Plevne Müdafaası, Teselya Taarruzu, Sarıkamış Harekâtı, Çanakkale Direnişi, Kut’ül Amare Zaferi, İstiklal Harbi, Kunuri, Kıbrıs...
İslam tarihi ile Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinden misal olarak seçtiğimiz bu liste, sayfaları tutacak denli uzayıp gider. Hele İslam öncesi devletlerimizin Çinlilerle vuruşmaları da dâhil edilirse sayfalar dolusu çoğalır.
Bu saydıklarımız ve sayamadığımız ve fakat tamamı tarih sayfalarında mevcut olan savaşlarımızın bazısı zaferdir, bazısı savunma.
Zaferlerimiz, savunmalarımız ve kayıplarımızın hepsi de bizim için şereftir. Onlar, ecdadın bize bıraktığı büyük mirastır. Atalarımız, İslam uğruna, iffet uğruna, vatan uğruna, adalet uğruna, nizam-ı âlem uğruna, huzur uğruna ve istiklal uğruna can verip, can aldılar...
Aziz ecdadımızın bu muazzam mirasıyla hep iftihar ettik. Göğsümüz; bu yiğitlikleri gösteren, yerine göre imkânsızı mümkün kılan dedelerimizle kabardı. Babalar, analar evlatlarına tarla, bağ, bahçeden önce ve onlardan daha değerli olarak bu kültür varlığımızı miras bıraktı.
Tam da gayretlerin, yiğitliklerin, kahramanlıkların, şecaatlerin dünde, çok gerilerde kaldığı sanılırken o şanlı ataların torunları, 2016’nın sıcak bir gecesinde 15 Temmuz Diriliş Destanı’nı yazdılar.
İçeriden devşirdikleri hainler, onlarla iş birliği yaparak yine Düvel-i Muazzama, yine Haçlı Seferleri, yine Siyon İblislikleriyle üstümüze gelmiş, tanklar, helikopterler ve jetlerle millete ihanet kusmuşlardı.
FETÖ’cü iç ve emrinde oldukları dış düşmanlar, “Yurtta Sulh” denen bir terör şebekesi olarak birleşip 15 Temmuz 2016 gecesinde bu devleti gasbetme, bu milleti esir etme, bu vatanı işgal etme ve bu dini tahrip etmeye kalkıştılar.
Daha Başbakan Binali Yıldırım, ekranda görünmeden, daha Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan milleti meydanlara çağırmadan vatandaşlar, bayrağı kapıp meydanlara inmeye başlamıştı. Onların görünmesi ve konuşmasıyla meydanlara inme sele dönüştü. O andan itibaren imanla-küfrün, kahpe ile kahramanın vuruşması başladı. Bir tarafta jetler ve onların merhametsiz bombaları vardı bir tarafta “ya Allah, Bismillah, Allahü ekber!” diye bağıran, Balak Gaziler, Ulubatlı Hasanlar, Genç Osmanlar, Gazi Osman Paşalar, Hafız Abdülezel Paşalar, Seyid Onbaşılar, Nene Hatunlar, Sütçü İmamlar, Antepli Şahinler, Kınalı Kuzular ve Kar Kuzuları vardı. Onların dininden, onların soyundan bir milletin çocuğu, genci, yaşlısı, kadını ve erkeği ile evlatları vardı. Onlar, o gece ölümü unuttular, evlad-ü ıyali unuttular, korkuyu unuttular, uykuyu unuttular. Bu kahramanlar, o gece canlarını dişlerine takarak “Ezan dinmesin, Bayrak düşmesin, vatan işgal edilmesin, namus çiğnenmesin” diye bir cepheden diğerine koştular.
Bir Diriliş Destanı böyle yazıldı.
Bir vatan böyle müdafaa edildi.
Hainler, böyle püskürtüldü.
250 civarında şehit verdik. Arkada kalanlar “biz niye şehit olmadık?” diye gözyaşı döktük. 2500 civarında gazimiz oldu. Biz 81 milyon da kendimizi gazi saydık.
15 Temmuz Diriliş Destanı’nın altında 81 milyonun imzası vardır. Ecdadın torunları, o şanlı sayfalara 15 Temmuz gecesinde yeni bir destan yazarak gelecek nesillere bir bayrak nöbeti gibi devrettiler.
Ancak, bu mücadele bitmemiş ve belki de yeni başlamıştır. İstanbul Kanalı bittiğinde, 2023 hakikat olduğunda, bu milletin ve onun önderliğinde bu ümmetin üstüne 2071 güneşi doğduğunda o haçlı, o emperyalist ve o hain dünya ile Yurtta Sulh Konseyi daha çok rahatsız olacaktır Yüce Allah, şehitlerimizden razı olsun, gazilerimizi aziz kılsın. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- 81 milyon gaziyle dünyanın neresinde olursa olsun dualarıyla bizi destekleyen kardeşlerimizi şefkat ve şefaatiyle kucaklasın.
Âmin.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 448 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma