Türkiye’ye karşı tuzak kuran ve
akla gelebilecek her aleyhte yolu deneyenlerden bazıları devlet,
bazıları terör örgütüdür.
Bu devletlerden bazıları büyük
devlettir, bazıları küçük devlettir. Terör örgütlerinden bazıları
güya komünist, bazıları kurgulanmış İslamcıdır.
Bunlar, değişik iş birlikleriyle
Türkiye ile uğraşırlar. Bazısı toprak koparmak ister, bazısı
ülkemizi vesayet altına alma derdindedir. Bazısı, Türkiye küçülsün
için çaba gösterir.
Bunların devlet olanlarından
birkaçıyla tarihte çatışma dönemlerimiz olmuş; fakat bugün
stratejik veya benzer ortaklıklarımız vardır. Pek azıyla mazimizde
kan yoktur ancak bugün stratejik ortaklığımıza rağmen bizimle ya
uğraşmakta veya uğraşan devlet veya örgütlere kol kanat
germektedir. Birçoğuyla da aynı devlet bünyesinde 500 seneye kadar
çıkan müşterek hayatlarımız olmuştur.
Şer yolda, bir kullanan devletler
vardır bir de kullanılan devlet veya örgütler. Kullanılan kim
olursa olsun mutlaka bir son kullanma tarihi olur!
Güney komşumuz Suriye’de PKK/PYD,
Suudlar, İsrail ve ABD karşımızdadır. Bunların hedefi ikidir.
Erbil’den İskenderun’a kadar müstakil bir Kürt devleti kurmak ve
Erbil’den İsrail’in Hayfa’sına kadar boru döşeyerek Irak ve kuzey
doğu Suriye petrolünü Akdeniz’e akıtmak. Bu plan hayata geçerse
Kerkük- Yumurtalık Petrol Hattı ölür.
Bu manzara, niyet ve ortaklık hep
biliniyordu.
Şimdi iki yıldan bu yana yeni bir
cephe daha açılmıştır. Önceki kara savaşlarıyken bugünkü deniz
savaşlarıdır. Deniz savaşlarındaysa karşımızda İsrail, Mısır, Güney
Kıbrıs ve Yunanistan vardır.
Kara savaşları yapanlar, toprak
ve petrol peşindeler. Beridekilerse bize Akdeniz ve Ege’yi kapatma
hülyasında. Böylece Doğu Akdeniz’le topyekûn Akdeniz ve Ege’nin
doğalgaz ve petrolünü paylaşıp Türkiye’yi bu muazzam tarihî ve
tabii haklarından mahrum etme çılgınlığı içindeler.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,
Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de deniz haydutluğuna izin vermeyeceğini
bütün dünyaya duyurdu.
Bu tezgâhta Yunanistan’ın tetikçi
bir taşeron örgüt durumuna düşmemesini samimiyetle temenni ederiz.
Bir kere daha oyuna gelmemeli. Kimseye yem olmamalı. Yunanlıları I.
Dünya Harbi’nde İngilizler, Anadolu ve İstanbul’a taşımışlardı.
Sonları hüsran oldu.
Şimdi lüzumsuz işlere kalkışan
Yunanistan’ın bildik bileli iki yakası bir araya gelmiyor. Şu gün
büyük ihtiyaç içinde. Dökme suyla değirmen döndürmeye çalışıyor. Bu
sebeple yanlış yapma şansı yok.
Diğer birçok devletle olduğu gibi
Yunanistan, Suriye, İsrail, Mısır, Arabistan memleketleri, Güney
Kıbrıs, hatta İsrail’deki yönetimlerle halkları ayırıyoruz.
Bugün BM üyesi devletlerin üçte bir kadarı Osmanlı topraklarıdır.
Biz, bu devletlerin tamamına “OMT/Osmanlı Milletler Topluluğu”
dedik ve diyoruz. Bir arada sulh-sükûn ve dayanışma içinde yaşamak
varken şerre maşa veya taşeron olmanın hiçbir mantıklı tarafı
yoktur. Sadece kan dökülür, zaman heba olur ve ekonomi zarar
görür.
Emperyal devletler, küçük
devletleri kullanır ve atarlar. Aklı ve ufku olan kendini
kullandırtmaz.
Devlet olmak kolay değildir. Dört
duvar ve bir çatıyla devlet olunmaz. Devlet olmak için büyük
tecrübe mirası ve yüksek beşerî idrak lazımdır.