Şu niyazlara gündelik hayatta ne
kadar çok rastlanır:
-Duanızı beklerim, bize de dua
ediniz, duanıza muhtacım, bizi de duadan unutmayın,
eşime-çocuklarıma-aileme dua istirham ederim, çocuk imtihana
girecek lütfen dua eder misiniz? İyilerin duası hürmetine
iyileşecek inşallah…
Bunlar ve benzeri güzel sözler,
her gün milyonlarca kere tekrar edilir. Çünkü; dua, sığınmadır,
ümiddir, çâresizliği aşma gayretidir, hayata tutunma şeklidir,
yüzü, karanlıktan aydınlığa çevirmedir. Dua, her zaman ve hemen her
mekânda ve her insan için hatta her canlı için yapılabilir. Duanın
kabul olma ihtimalinin yüksek olduğu zaman ve mekânlar da vardır.
"Dua, her insan için yapılabilir" derken bir hâtıramızı
paylaşabiliriz:
Cemiyetin içindeyiz, her türlü
insanla karşılaşıyoruz. Biriyle konuşurken veya ayrılırken "Allah,
râzı olsun" dediğimiz olmakta. Bu dua aklımıza takılmıştı. "Acaba,
Müslüman olmayan birine de böyle denilebilir miydi?" Cevaba, Hicrî
İkinci bin Yılı’nın yenileyicisi; "müceddidi" üstadlar üstadı
İmâm-ı Rabbanî Ahmed...