Beşar Esad adlı aileden zalim, Suriye’den kaçıp da Kârunvâri hazinesiyle Moskova’ya yerleşirken Suriye Millî Kuvvetleri, Şam’a doğru ilerliyorlardı. Bu esnada birçok merkez, beklemedeydi. Kan, gövdeyi götürecek diye düşünüyorlardı. Böyle olmadı, devrimi gerçekleştiren kadrolar, umulanın üstünde bir olgunlukla her Suriyelinin hayatının teminat altında olduğunu duyurdular. Bu teminata bugüne kadar da aynen riayet edildi.
Hâlbuki el ovuşturanlar, birbirini boğazlayan bir Suriye peşindeydiler. Böylece I. Dünya Harbi rüyaları "Saykız-Piko"lar, Sevr’ler bir asır sonra da olsa hayata geçecek, Türkiye, kuşatılmış olacaktı. Bu hain beklenti, yeni Suriye yönetiminin Ankara istişareli itidalli idaresiyle boşa çıktı. Suriye’de daha çoğuyla birlikte bunlar yaşanırken bölge ve Türkiye’de de şunlar oluyordu:
Türkiye, PKK’nın kurucusuna örgütünü lağvetmesini işaret etti. İmralı, PKK ve uzantısı örgütleri de içine alacak şekilde onlara hitaben parti kongresi toplamalarını ve devri kapanmış silahlı mücadele yolundan vazgeçmelerini söyledi. PKK bu isteğe uydu, Suriye kolu YPG biz bu çağrının dışındayız dedi, Irak ve İran uzantılarından pek bir...