Bugün lisans ve lisans üstü eğitim için 10 Binin üzerinde talebemiz ABD'de. Bunun 10 katı kadar da AB ve diğer devletlerde...
Gençlerimizin yurt dışına eğitime gitmesi II. Mahmud'dan bu yana devam etmekte. Bu bir kendini geliştirme, çağı yakalama ve dünya ile yarıştır. Ne var ki gidenlerin köklerini terk etmemesi ve devşirme konumuna düşerek beyin göçüne sebep olacak şekilde milliyet ve aidiyetlerinden uzaklaşıp başkalaşmamaları gerekmekte. Türkiye'nin iktisadi ve askeri darbeler döneminde hem yurt dışına giden talebe sayısı azdı ve hem de gidenler bir şekilde gittikleri memleketlerde kalmanın yolunu arıyorlardı. Gençlerimiz dışarıya giderken diğer memleketlerden gençlerin tahsil için, teknoloji için, bilgi ve görgülerini arttırmak için yurdumuza gelmeleri akıldan bile geçmezdi. Hatta giden gençlerimizin oralarda kalmaları artık hayatın tabiî seyri kabul edilmekteydi. Aksine teşebbüs ise ancak şimdilerde yüksek bir seyir kazanmış bulunmakta. Bu da bir kere daha gösteriyor ki bir ülke kalkınınca edebiyatı, sporu, sanayii, eğitimi, sineması, sosyal hayatı ve neyi varsa topyekûn kalkınmakta.