Bugün için gündemin
zirvelerinde yer alsa da terör bile, ekonomik savaşlar bile,
silahlı çatışmalar bile er veya geç bir gün
bitecektir.
Dünya, durdukça, milletler var
oldukça, devletler ayakta kaldıkça, insandaki tekâmül cevheri
tükenmedikçe eğim, mes’elesi sürüp gidecektir.
Eğitim, daha kuşatıcı bir
ifadeyle maarif, yalnızca devlet mes’elesi değil, aynı zamanda
ferd, aile, cemiyet, millet ve şüphesiz ki istikbal yani beka
mes’elesidir. Bireyden devlete kadar uzayıp giden bu unsurlar için
eğitimin temel ve ana mes’ele olması gibi eğitim için de kalite,
temel ve ana mes’eledir.
Kalite, vasıflı, nitelikli,
hedef alınmış gayeye cevap verir mahiyette olmak demektir. Buna
ulaşana da kaliteli denir.
Meşhur misali tekrar etmekte
fayda görüyoruz. Son bir asra yakın bir zamandır iki Bakanlığın
isminin başında “millî” kelimesi yer almaktadır. MEB ve MSB dışında
hiçbir zaman hiçbir Bakanlığın isminin başında “millî” kelimesi
bulunmadı. Beş yıl kadar önceye dek MSB bütçesi MEB bütçesinden
fazlaydı.
Bugün millî eğitim ikliminde
anaokulu, ilköğretim okulu, lise, üniversite ve lisan süstü
talebelerle birlikte 30 milyon civarında çocuk, genç ve yetişkin
genç tahsil almaktadır. Bu sayı, birçok devletin nüfusundan
fazladır.
Diğer taraftan üniversitesiz il
kalmamıştır. Vakıf üniversiteleri de devlet üniversitelerinin
yaklaşık olarak yarısı kadardır. Her şehre üniversite kurulmasının
bir faydası da iç göçü azaltmasıdır. 50 yıl öncesinde ortaokula
köyden şehir merkezine, liseye, kendi ilçesinden daha büyük olan
komşu kazaya gidilirdi. Bugünkü burslar, yurtlar, akıllı tahtalar,
sene başında sıraya konan kitaplar, servis araçları 50 değil 25
sene önce bile hayal edilemezdi.
Bizde eğitim, kasıt ve
cehaletin neticesi olarak son bir asırda en fazla kavga yapılan
konulardan biridir. Bir dünya görüşü, o sahayı ele geçirdiğinde
diğer dünya görüşünde olanları mağlup etmenin
peşindeydi.
Son münakaşa 4, artı 4, artı
4’e yani eğitimde süreye dair yaşanmıştı. Bu kavgalar daha gündeme
gelmeden çok önceki tarihlerde biz, bu sütunda şunu teklif
etmiştik. İsteyen araştırmacı bulabilir:
-Eğitim süresi, insan ömrüyle
mukayese edildiğinde çok uzundur. Ömrün yarıya yakını tahsilde
geçmektedir. Gençlerimize zaman kazandırmalıyız. Bu sebeple
ilkokulları 4 yıla düşürelim, ortaokul ve liseleri birleştirerek 4
yıl yapalım, 5 ve 6 yıllık fakülteleri de 4 yıla düşürelim, bazı 4
veya 5, 6 yıllıkları 2 yıla çekelim. Böylece bir gence bir fakülte
hayatı kazandırmış oluruz.
Tam aksi oldu. İlköğretim
uzatıldı. Üstüne bir de liseler 4 yıl yapıldı.
Eğitim hayatımızın her
döneminde süre gibi, and içme gibi, her orta ve liseyi karma yapma
gibi ideolojik taassuplar baskın oldu.
İslam dini, Kur’ân-ı kerim ve
Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- hayatı olan Siyer-i Nebi
derslerinin müfredata girmesi bile kendinde uygarlık vehmeden çok
kimseyi çileden çıkarttı.
Şu son 15-20 yılda yapılanlar,
eğitimin madde tarafıyla, kabuğuyla, kemiyyet cephesiyle
alakalıdır. Sırada asıl yapılması gerekenler, var. Kendi
köklerimizden kendi göklerimize yükselecek nesilleri inşa edecek
eğitim sistemine hasretiz.
Zaman zaman şikâyetler
alıyoruz. O sıra üstlerine konan kitaplardan bazıları, aynen
Mustafa Necati zihniyetinde zararlılardır. Bazılarında Türkçe
felaket çapta tahrip edilmiş. Bundan böyle eğitimde tek hedef
kalitedir. Dünya ile yarışacak gençler yetiştirmek gerekir. Bunun
ölçüsü bilgidir. Çocuk, genç, bilgiyi ister evinden takiple
öğrensin, isterse sınıfta öğretmeni takip ederek. Karma eğitim için
de dayatma değil, velilerin tercihi belirleyici olmalı. Süreyi
kısaltacak tedbirler mutlaka alınmalı, ara eleman yetiştirmeye önem
verilmeli, kuru diploma her şey görülmemelidir.
Eğer kalitede mutabık
kalıyorsak şunda da mutabık olmalıyız. Öğretmeni kaliteli olmayan
bir eğitim sistemi kalitenin sadece lafını eder. Bütün devirler
için şu ölçü geçerli olmalı:
-Öğretmen maaşı, milletvekili
maaşının yarısı kadardır.
O zaman en zeki gençler,
öğretmen yetiştiren kurumları tercih ederler. 2071 Cihan Devleti
Türkiye, hedefine ancak ve ancak inancı, dili, kalbi ve fikri
yerli, derdi, davası ve gayesi olan nesiller yetiştirmekle
ulaşabiliriz.