Bütün zamanlarda, devletin bin türlü işinin arasındaki bir
numaralı işi eğitimdir. Bu gerçek, dün böyleydi, bugün de böyle,
yarın da böyle olacak...
Malûm olduğu üzre iki bakanlığın isminin başında "millî" kelimesi
yer alır. Bunlar eğitim ve savunma bakanlıklarıdır. Savunma
Bakanlığı çok mühim olmakla birlikte bu ikinin de en mühimi eğitim
bakanlığıdır. Bundan dolayıdır ki ismi "Millî Eğitim Bakanlığı"dır.
Ne var ki tabelayla her şey bitmiyor. İsmi "Maarif Vekâleti"yken
Millî Eğitim Bakanlığı yapılmakla bir şey değişmediği gibi.
"Eğitim sistemiyle çok oynandı"ğına dair toplumda ortak bir şikâyet
var. Bu şikâyetler doğrudur ve haklıdır. Ancak o çok oynama bugüne
ve yalnızca bu iktidar dönemine mahsus değildir. Bir asırdan beri
müdahaleler sürüp gitmektedir.
Bu zaman zarfında bir milletin harfiyle, diliyle, irfanıyla
oynanmış ve tarih yapıcı milletimiz bir kültür kaymasına maruz
kalmıştır..
Okullarımız yüz yıldır:
-Ne Türkçe öğretebilmiştir.
-Ne tarih öğretebilmiştir.
-Ne din öğretebilmiştir.
-Ne ilim öğretebilmiştir.
-Ve ne de dil öğretebilmiştir.
Dünyada bir yabancı lisanın en zor öğrenilebildiği memleket,
herhâlde Türkiye'dir. Kendi ana dilini iyi bilmeyen nesillerin,
yabancı dil öğrenmesi çok zordur. İlk günden beri bu memleketin
çocukları, bu zorluğu yaşayagelmekteler. "Servet" denecek para
harcayıp özel okulda dil öğrenme ayrı bahistir.
Bir eğitimin unsurları:
-Öğretmen,
-Ebeveyn,
-Kitap,
-Ve mekteptir.
Bunların en önde gelenleri öğretmen ve cari müfredatın mahsulü olan
ders kitabıdır.