16 Nisan'da milletin re'yine müracaat, 15 Temmuz'un oylamasıdır, Kartalların, darbeci ve bölücü kuzgunlara fırsat vermemesidir.
Devlette çift başlılığın ortadan kalkması, devleti topallatan koalisyonların tarih olması, yasama, yürütme ve yargının kendi işine bakması, kimsenin lâyüsel yani sorumsuz olmaması, icra erkinin başındaki kişi olan Cumhurbaşkanlarının yaptığı, ettiği veya yapmadığı mükellefiyetlerinden dolayı hesap vermesi ve toplamda Türkiye'nin istikrarı, kalkınmayı ve hedeflerine varma sür'at ve sağlamlığını ve kalıcı iç barışı yakalaması demektir.
Böyle bir devlet, ayakları üstüne doğrulur ve dosta güven, düşmana da çekinme hissi verir. Milletimiz bunun idrâk ve şuurundadır. Biz, milletimizin ârif tarafına, basiretine ve aklıselimine eksiksiz itimat etmekteyiz.
Bir kısım anketçiler, bu defa çok fena yanılabilirler. Referandum veya daha yerli bir ifadeyle milletin re'yine müracaatta çıkacak "evet" oylarının yüzde 65'lerde seyredeceğini düşünmekteyiz.
İstatistikler, asılsız çıkabilir ama matematik yalan söylemez. Biz, burada matematik hesabı gözler önüne sereceğiz:
1-Sn Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Sn Cumhurbaşkanının "15 Temmuz İşgal ve İhanet Gecesi"nde ortaya koyduğu cesur ve yiğit duruş sebebiyle bu yüzde 52 en az yüzde 55'leri bulmuştur. Cumhurbaşkanı o gece kendisine yapılan teklifler üzerine Muğla Bodrum'dan en yakın diğer ülkelere geçseydi, darbeciler muvaffak olmuş, memleket kan gölüne dönmüş olurdu. Bir asır geriye giderdik. Seçmen bunun farkındadır. Zira daha darbe teşebbüsünün ilk saatlerinde kara propaganda işlemeye başlamıştı. Sn Erdoğan için "Almanya'ya kaçtı", "İran'a kaçtı", "Katar'a kaçtı" diye halkı mânen çökertecek yalanlar havada uçuşmaya başlamıştı. Bundan dolayı insaf sahibi olan herkes Cumhurbaşkanının hakkını teslim etti. Hak teslim edenler, sandıkta da desteklerini verirler.