Terör, G20 Zirvesinin bir numaralı maddesi oldu. Suriye ise iki
numaralı madde. Kabul gören fikirlerden bir diğeri de fakir
ülkelerin bir ân evvel fukaralıktan kurtarılması.
G20 esas itibariyle bir ekonomik zirvedir.
Fakat, Türkiye, bu defa terör ve iç savaşla mahvolan Suriye ile
hayatları alt-üst olan mültecilerin de daha bir ağırlıkla zirveye
girmesi için çalışmalar yapmaktaydı. O çalışmalar, bir şer
sebebiyle kolaylaştı. Sonuç bildirisine baktığımızda güzel
temennilerin olduğu bir metin. Kınanması gereken kınanmakta,
birlikten, ortaklıktan bahsedilmekte, ümit verici kayıtlar yer
alıyor. "Pembe tablo" demek yanlış olmaz. Buna rağmen şüpheden uzak
duramıyoruz:
Antalya'da söylenen bu diplomatik sözler, hakikaten tutulacak mı?
Yoksa herkes evine döndükten sonra imzalı metin yavaş yavaş rafa mı
kalkacak? Herkesin "Esadsız Suriye"si kendine göre mi olacak? Eğer
böyle olursa bugün denilenlerin "güneş doğudan doğar, batıdan
batar" sözünden öte bir değeri kalmaz. Güneşin doğudan doğup
batıdan battığı doğrudur ama bunu söylemenin kime ne faydası
var?