Amerikan askeri, 27 Kasım
2015’ten bu yana Suriye’de olduğu hâlde ne DEAŞ ve ne de bir başka
terör örgütü tarafından saldırıya uğramışlığı var.
Hâlbuki aynı Amerika’nın
askerleri bir hafta önce Menbiç’te bombalı saldırıya uğradılar. 4
Amerikan askeri öldü. Kanlı saldırıyı DEAŞ üstlendi. Ama orada
kalınmadı. İlk saldırının üzerinden sadece 5 gün geçmişti ki bu
defa Haseki’nin Şedadi Bölgesinde ikinci bir saldırı daha yaşandı.
Pentagon ve PKK’ya ait 13 araçlık bir kafile Deyrizor istikametinde
seyrediyordu. Son kontrol noktasına varılmıştı ki karşı taraftan
gelen bombalı bir aracın saldırısıyla ortalık karıştı. Patlamalar
sonucu 5 araç zarar gördü, 7 PKK’lı terörist öldü, 2 Amerikalı
asker yaralandı. DEAŞ bu saldırıyı da sahiplendi.
Soru şudur:
-2015 sonbaharından beri ABD
güçleri neden hiç taciz edilmediği hâlde şimdi bir hafta içinde
ikinci bombalı saldırıya uğramıştır?
Donald Trump, Amerikan karar
vericilerine rağmen çekilme kararı almıştır. Nitekim ikinci
saldırıya eş zamanlı olarak Trump’ın Suriye eski temsilcisi Brett
McGurk, CNN INT’e verdiği mülakatta Washington’daki bütün güvenlik
birimlerinin çekilmeye karşı olduğunu ileri sürmüştür. Bu şahsa
göre, Türkiye Cumhurbaşkanı, Amerikan Başkanı’na bir telefon etmiş
ve Başkan’ın bütün Suriye politikasını tersine
çevirmiştir.
Eğer Washington’da böyle bir
görüş yaygınsa bunu kolay hazmedemezler herhâlde. Nitekim bu
saldırılarla eş zamanlı olarak iki gelişme daha yaşandı.
HTŞ/Hey’eti Tahrir’üş Şam İdlib’de ÖSO’ya saldırdı. Ölümler oldu.
Mehmetçiğin devreye girmesiyle terör örgütü, ÖSO’ya silahlarını
iade ederek geri çekildi. Çok sarihtir ki bu saldırının maksadı
“Amerika çekilirse Türkiye, asayişi temin edemez!” intibaını
uyandırmak içindi. Diğer eş zamanlı faaliyetse İsrail’in İran ve
Suriye mevzilerini bombalayıp ölümlere sebebiyet vermesidir. Burada
da aynı maksat güdülmekte ve Amerika çekildiğinde bölgenin kaosa
sürükleneceği gösterilmek istenmektedir.
O hâlde ABD’nin Suriye’den
çekilmesini istemeyenler bellidir: