Gündemdeki 18 Maddelik Anayasa değişikliğine ileride sık sık
atıf yapılacaktır. Bu maddelerle Türkiye, tarih dönemine göre
Veziriâzâmlık, Sadrazamlık, Başvekillik ve Başbakanlık denen
hükûmet başkanlığını kaldırarak onun vazifelerini de "Devletin
Başı"na devretmektedir.
"Cumhurbaşkanlığı Sistemi" adını taşıyan, esasında ise Başkanlık
Sistemi olan ve Türk Tipi Başkanlık Sistemi de denebilecek bu
sistemi gerçekleştiren 18 madde, makul bir sürede kabul edildi.
Üstelik değişiklikler, tahminlerden öte daha az gerginlikle
gerçekleşti. Evet, zaman zaman kavga-döğüş sahneleri yaşandı, bir
CHP'li vekil tarafından AK Partili bir vekilin burnu kırıldı. Bir
CHP'li vekil tarafından AK Partili bir vekilin ayak baldırı
dişlendi ama yine de çalışmalar bittiğinde CHP'nin taş taş üstünde
bırakmayacakmış intıbaı veren gözdağlarının kuru gürültüden ibaret
olduğu görülmüş oldu oldu. Bu neticenin alınmasındaki iki sebepten
biri, AK Parti Grubu'nun fire vermeden hareket etmesi, diğeri de
Devlet Bahçeli ve O'na bağlı MHP'li kadroların devletin âli
menfaatlerini önceleyen kararlı bir tutumla verdikleri
destektir.
Kaderin şu cilvesine bakmalı:
Eğer 15 Temmuz ihanet kalkışması olmasaydı AK Parti, içindeki
FETÖ'cü vekiller fark edilip ayıklanamayacak, FETÖ'nün Bizans
entrikasıyla sn Bahçeli düşürülecek ve böylece AK Parti-MHP
dayanışmasıyla devlet hayatındaki tarihî dönüşüm
gerçekleşemeyecekti.
Bu değişikliğin bir diğer sonucu da CHP'ye yapacağı etkidir.
Değişiklik, baharda halk oylamasından da geçip kat'ileşince bu
partide genel başkanlık dâhil çok ciddi sorgulamalar, sarsıntı ve
kırılmalar yaşanabilir. Bundan böyle bu CHP'nin bu oy yüzdesiyle
iktidar yüzü görmesi imkânsıza yakındır. Ana muhalefet partisi,
dogmalardan, "devleti ben kurdum" bencil iddialarından ve büyük
çoğunluğu rahatsız eden tarihî geleneğe aykırı saplantılarından
vazgeçip millî damarı yakalayamazsa ya 2023'e çıkamaz veya çıksa
bile çapından ve gücünden çok şey kaybetmiş olur.