Selahattin Demirtaş, 7 Haziran akşamı AK Partinin içinde yer aldığı bir hükümete içerden veya dışardan destek vermeyeceklerini söylemişti. Bu sözü daha sonra da bir kaç kere tekrarladı.
Bu bir tercih mes'elesidir. Zorlamak mümkün değil. Ancak buna rağmen samimi olunmasını beklemek de milletin hakkı. Seçimlerde milyonlarca oy almış bir parti lideri sözüne sadakat gösterme borcundadır. Vardığımız noktada HDP şimdi o sözden cayarak farklı bir karar almış vaziyette. Bir erken seçim hükümeti kurulması halinde bu hükümete bakan verecekler.
O zaman sorulmaz mı?
"Siz hani AK Parti'nin içinde olduğu bir oluşumda hiçbir şekilde yer almayacaktınız?
Gerçi bu kararın akıbeti de meçhuldür. Hatırlanacaktır; sn Demirtaş, seçim akşamında partisine emanet oy verenlere teşekkür etmişti. Kendilerine emanet oylar gelmişti. Bu oyları verenler vardı. Bu doğru bir tesbitti. Yapılan da insaniydi. Ne var ki dağdakiler, KCK "ne emanet oyu, emanet oy diye bir şey yok?" diye Selahattin Demirtaş'ı hem paylamış ve hem de dediklerini tekzip etmişlerdi.
Bu defa da "ne bakanlığı?" diye bir çıkış olursa HDP yine geri adım atar. Fakat böyle bir gelişme nazari olarak mümkün görünse de fiilen ihtimal dışıdır. İki veya üç ay bile sürse bir bakanlıkta hükümet etme nimetlerine kavuşacak HDP bunu fırsat sayarak imkânları -CHP azınlık kabinelerinden bin beter bir fütursuzlukla- son zerresine kadar kullanacaktır.