İdlib denen bu bölgede iç
savaşta aldığı göçlerle birlikte 3 milyon insan yaşıyor. Ancak bu
çaresiz ve yarınsız bir hayattır.
Hey’et Tahrir’ür Şam adlı
örgütün İdlib’de elinde bulundurduğu mıntıkalardan yapacağı tahrik
edici eylemler ve Rusya destekli rejim kuvvetlerinin bu tahrik,
kışkırtmalara cevabı bir “kaç kaç” akınına yol
açabilir.
Geçtiğimiz günlerde
bahsettiğimiz taraflar arasında çatışmalar oldu. 200’e yakın sivil
öldü, 17 okul ve 18 sağlık ocağı tahrip edildi. Şimdi çocuklar,
okula gidemiyor.
İdlib, Suriye bakımından
beynelmilel M4 ve M5 yolları üzerinde olmasından dolayı büyük
ehemmiyet arz etmekte. Türkiye zaviyesinde bir bakımdan önemlidir;
diğer bakımdansa tehlikeli bekleyişin adıdır. İdlib, “terör
koridoru”nun Akdeniz’e açılmasının önündeki maniadır. Ancak diğer
taraftan da buraya vaki bir saldırı üzerine bölgedeki 3 milyonun
can havliyle kendilerini Türkiye’ye atmaları
mevzubahistir.
Rejim, bu saldırıyı her an
yapabilir. Nitekim Hama ve Halep kırlığından bazı yerler, Esad’ın
eline geçmiş vaziyette. Söz konusu çatışma ise Türkiye’nin Rusya
ile yaptığı siyasi müzakerelerle durmuş vaziyette. Ama; her an her
şey olabilir. Lakin bu müzakereler, Tel Rifat dâhil devam
edecektir.