"Musul Harekâtı'nı nasıl buldunuz?" diye bir anket yapılsa "hayal kırıklığına uğradım" veya "iyi başlamadı" diyenlerin sayısı çoğunluğu teşkil eder diye düşünüyoruz.
"Neden bu kadar beklendi?" sorusuna Barack Obama'yı memnun
uğurlama dışında bir sebep gösterilememekte. Harekâtın işleyiş
tarafına gelince; bir kere daha "beyaz dünyalılar"ın kayrıldığı
görülüyor. Beyaz dünyanın lider kadroları, Suriye'de Esad'a, Irak
ve Suriye'de DAEŞ'e karşı harekât yapmak için Türkiye'nin bu
topraklara karadan girmesi için çok uğraştılar. Seçilen kelimeler
"stratejik ortaklık", "ittifak", müttefiklik", "koalisyon" ve
"uluslararası güç"tü. Mehmetcik, o topraklara girip kanını sebil
olarak dökecek, bu iki yüzlü kelimelerin arkasındaki beyaz
dünyalılar havadan bombalayacaklardı...
Bunu bekleyenler, SSCB'nin işgal tehditlerine karşı NATO'ya
kabulümüzü, Kore'ye gidip Pusan'da 1200 askerimizi şehid verdiğimiz
mecburiyet şartlarında kalmışlardı. O günler ayağa giymek için kara
lastiğin bulunmadığı fakirlik günlerimizdi.
Türkiye, sen karadan gir, ben havadan bombalarım teklifini elinin
tersiyle itti. Bu defa kızıp düşmanlarımızı dost edindiler. Bize
yaptıramadıklarını PYD döküntüleriyle gerçekleştirmek istemişlerdi.
Irak'tan, Akdeniz'e güneyimizde bir terör koridoru açıp Türkiye'ye
orta doğuyu kapatmayı hayal ettiler. Buna izin vermedik. Fırat
Kalkanı Harekâtı'na razı olmak zorunda kaldılar. TSK bu harekâtı
yaparken onlar da Fırat'ın doğusunda faaliyete giriştiler.