Rusya ve Ukrayna, birbirinin üstüne yürümüş, gözleri kıvılcımlar saçan, duman çıkaran burunları, diğerine değecek kadar yaklaşmış öfkeli iki kişi gibi. Kavgaya tutuştu, tutuşacaklar. Benzer manzara, 10 yıl kadar önce yine yaşanmış fakat bu iki devlet ve 3 bölge devleti, AGİT’in himayesinde Belarus’un başkenti Minsk’te bir araya gelerek ateşkes imzalamışlardı. Buna rağmen sürtüşmeler durmadı, ufak çaplı kapışmalar sürdü, Turuncu Devrim yaşandı. İktidar değişiklikleri oldu. Sebeplerden biri, Ukrayna’daki ilginç siyâsî yapılanmadır. Komünist Parti, Rusya gönüllüsü ufak partileri de yanına alarak iktidara gelebiliyor. Diğer kanatsa iktidar olduğunda NATO, AB ve ABD ile farklı andlaşmalar imzaladı.
Bugün kavganın koptu kopacak safhasında Minsk Zirvesi yine konuşulmakta. Bu zirve, pek netice vermese de bağlayıcı taahhütler sebebiyle taraflar, muhatap alınabilmektedir. Buna rağmen adı geçen zirveye ümit bağlamak gerçekçi değildir:
Bu ihtilafta gerçekçi tercih, Türkiye’nin ara buluculuğudur. İyi olan tarafların da bu şıkka müspet bakmalarıdır. Eğer o tarihe dek Donbass...