15 Temmuz 2016 günü Anadolu medyasının mes'elelerini görüşmek
için Konya'daydık. Toplantı iki gün sürecekti. Birinci gün hükûmeti
temsilen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş konuştu. İkinci gün de
Kültür Bakanı Nabi Avcı konuşacaktı. Ancak ikinci gün toplantı
yapılamadı. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece Türkiye,
tarihinin en büyük ihanetlerinden birine sahne oldu.
Cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşa kadar, kadın, erkek ve
çocuğuyla bu darbe ihanetini püskürttük. 249 şehidimiz, 2.500'e
yakın gazimiz oldu ama destanlara destanlar eklenerek vatan
kurtuldu.
Darbe gecesi ertesi gün akşama kadar Twitter’dan darbeciler
aleyhine yayın yaptık. Hava meydanı bombalandığı için İstanbul’a
hemen dönememiştik. Dönüşümüz, sürücüsünün kimliğimizi bilmediği
bir otomobille oldu. İstanbul'a yaklaşırken TRT Haber'den aradılar.
Eve uğramadan doğrudan TRT'ye geçtim. Uzun uzadıya darbeyi
konuştuk. O gece yaptığım konuşma belki bazılarını şaşırtmıştı. O
tesbit ve kanaatimizi daha sonra başka tv'lerde ve sütunumuzda da
tekrarladık.
Şaşırttığını tahmin ettiğim sözlerimiz neydi? İlk iki gün boyunca
herkes, aynı şeyleri söylüyordu. İstiklâlimize, istikbâlimize,
vatanımıza ve bayrağımıza saldırıldı!.. Bunlar deniyor ve bir
işgalin savuşturulduğu dile getiriliyordu.